ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

HABERLER

Sağlıklı düşünmenin ve mutluluğa ulaşmanın yolları -Mert İnan -Bilgenin Aynası

BİLGENİN AYNASI

Psikiyatrinin yaşayan bilgesi Prof. Dr. Özcan Köknel'in doksan yıllık kişisel yolculuğunun bilinmeyenleri ile toplumsal ruh sağlığımıza ilişkin tespitlerini anlatıldığı "Bilgenin Aynası" isimli kitap Hayykitap'tan raflardaki yerini aldı. Gazeteci Mert İnan'ın kaleme aldığı 180 sayfalık kitapta Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliği, istismar, şiddet, uyuşturucu, saplantılar, öfke, çarpık davranışlar gibi sorunların ortaya çıkmasındaki temel nedenler detaylı şekilde ele alıyor. Ömrünün altmış yılını psikiyatri bilimine adayan Prof. Dr. Özcan Köknel’in ailelere, gençlere ve topluma verdiği mesajlar herkes için yüzleşmeyi kaçınılmaz kılarken, ailelerin yoluna ışık tutuyor. Prof.Dr.Köknel bu bölümde, “Türkiye, son yıllarda ruhsal kaos yaşıyor. Değerler, ilkeler, kurallar birbirine karışmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda anlamsızlık hüküm sürüyor. Bu anlamsızlık beraberinde çelişki ve çatışmaya neden oluyor. Toplumun zihninde bulanıklık olduğu sürece geleceğe güvenle bakamayacağımız gibi mutlu, huzurlu da olamayız” diyor.

Bilgenin Aynası’nda, Prof.Dr.Köknel’in Samsun Alaçam’da başlayıp bugün İstanbul’da devam eden yaşam serüveninden bilinmeyenlere yer veriliyor. Milli Eğitim Müfettişi Hasan Âli Yücel’in Özcan Köknel’in nasıl isim babası olduğu, Köknel’in ilkokula neden üçüncü sınıfta başladığı, İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki Alman eğitmen Swards’ın Köknel’in hayatını nasıl değiştirdiği, meslek yaşamına hangi torpil ve kimin sayesinde adım attığı, nişan törenini Demorat Partili devlet büyüğü için neden iptal ettiği, askerden izne geldiği sırada Taksim’de gözaltına alındığı,  hemşirelerin Köknel’i akıl hastası sanarak neden hastaneye yatırmak istediği gibi birçok ilginç ayrıntı kitapta yeralıyor.

Mutluluğa ulaşmanın formülüne yanıt  aranan kitapta, Prof.Dr.Köknel, şu ilginç saptamaları yer alıyor: "Günlük yaşamda tüm davranış, çaba ve eylemlerimizin altındaki en temel etken aslında mutluluğa ulaşma gayemiz. Mutluluk tanımı herkesin yaş ve konumuna göre farklılaşırken, aşk kavramı gibi tek bir tanımlamadan söz etmemiz mümkün değil. Bir ortaokul öğrencisi gireceği sınavı başarı ile geçmekten, lise öğrencisi üniversite sınavını kazanmaktan, bir memur maaşına zam yapılmasından mutluluk duyabilir. Bir insanın mutlu olması, yalnızca sevindirici olaylardan değil, aynı zamanda bazı üzüntüleri aşarak memnuniyet duyma halidir. Günlük hayatımızda stres her zaman var olacak. Bizler doğal ve toplumsal olmak üzere iki ortamda yaşıyoruz. Bu iki ortam bizim bedensel ve ruhsal ortamımızı farkında olmadan değiştiriyor. Mutlu olmak için çaba gerekiyor. Kimse yattığı yerden iyi hissedemez. Bir insanın ruh sağlığı, onun iyilik durumudur. İnsanın duygu dünyasında ilginin, sevginin, neşenin, sevincin olmaması kötü hissettirir. Ancak, her şeyinizi kaybetseniz bile umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. İnsan, hasta veya en mutsuz anlarında bile içinde umut ve iyiliği hissettiğinde ruhsal rahatlama hisseder" görüşlerine yer veriyor. .

Fobik korkuların çocukluk çağında başladığına yer verilen çalışmada,  Prof.Dr.Köknel'in anlatımları şöyle: "Travmatik bir olayın ardından da korkular tetiklenebilir. Çocukluk döneminde yaşanan korkular doğru yaklaşılmadığı sürece yetişkinliğe taşınır. Ailelerin istedikleri bir şeyi çocuklarına yaptırmak için korkutmaları, yetişkinlik döneminde farklı korkuların oluşmasına yol açar. Hiçbir şeyden ‘korkmuyorum’ diyen birinin aklından şüphe ederim. Güvenilemeyen durumlarda korku değil kuşku duyulur. Korkunun kuşku ile ilişkisi ancak bilinmezlik nedeniyle ortaya çıkacak olumsuz duygulara verilen tepkiler olabilir. Ancak belirsizlik sebebiyle bir korku duygusunun oluşması da mümkün. Korku, insana dair bir duygu. Kritik konu hayat kalitenizin nasıl etkilendiği...

 

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış