ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Musluk suyumuz  sadece kullanma suyu mu oluyor !

Musluk suyumuz  sadece kullanma suyu mu oluyor !

Dursun Yıldız

İnş. Müh.

Su Politikaları Uzmanı

Su Politikaları Derneği Başkanı

28 04 2024

Musluk suyunun içme suyu olarak kullanılma oranı için  araştırma yapılmalı ve musluk suyuna yönelik  damak zevki ve güven sorunu aşılmalıdır.

Yerel yönetim seçimleri öncesi çokça konuşulan ve çokça vaatler verilen çeşme suyu  yönetimi önümüzdeki günlerde gündem oluşturmaya devam edecek.

Yerel yönetimlere aday olanların su konusundaki vaadlerinin başında su bedellerinin indirilmesi geldi ancak musluk sularının kalitesinin arttırılması konusuna pek değinen olmadı. Hatta yönetime gelir gelmez su bedellerinde %25 azaltma yapan büyükşehir belediyelerimiz de oldu.  

Ülkemizin içine girdiği derin yoksulluk girdabı ve suyun bir insan hakkı olduğu düşünüldüğünde, su ve çevre sağlığı hizmetlerinin  yerel yönetimlerce en düşük bedelle verilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkar. Hatta su ve çevre hizmetleri  kamu hizmeti olarak bu bedeli ödeme imkanı olmayan kesimlere de ücretsiz olarak temin edilmelidir. Ayrıca abonelerden toplanan su temini hizmeti bedelleri karşılığında suyun daha ucuza ve daha kaliteli olarak  temin edilmesi, yağmur suyunun toplanması  ve atık suyun  ileri arıtılması gibi hizmetlerin en kaliteli şekilde yerine getirilmesi gerekir.

İnsani Su Hakkı

Bilindiği gibi Belediyelerin yetkili karar organlarının aldığı karar ile hane başı aylık toplam kullanımın beşte birini aşmayacak şekilde üst sınır koymak suretiyle, “insani su hakkı” kapsamında su tarifesi belirleyebilmesi mümkündür. Buna  ilişkin Cumhurbaşkanı kararı 15 /12 /2021 de yayımlanmıştı. Bu karar 15 m3 su kullanım  bedelinin 3 m3 ünün bedelsiz olarak teminini sağlamaktadır. Ayrıca bazı yerel yönetimlerde kademeli su tarifesi uygulaması ile daha az su kullanandan daha düşük su bedeli alınmaktadır. Bu uygulamalar genel olarak kısmen faydalı olsa da bu faydanın ihtiyacı olanlara yönelik  arttırılması için mutlaka yeniden ele alınması ve revize edilmeleri gerekmektedir.

Bu konuyu daha sonra bir başka yazıda  ele almak üzere şimdi yerel yönetimlerimizin suyu bir kamu hizmeti olarak daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde verebilmesine yönelik birkaç öneri sunalım

  • Yerel yönetimler içme ve kullanma suyu olarak temin ettikleri suyu içme suyu olarak kullanmayan abone sayısı, hatta hanedeki kişi sayısını ve kullanılmama nedenini tespit için detaylı bir anket çalışması yaptırmalıdır
  • Bu tespit sonrasında çeşme suyunun içme suyu olarak tercih edilmeme nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir planlama yapılmalıdır
  • Su hizmetlerinin  atıksu arıtma ve yağmursuyu toplama hizmetlerini de içerdiği düşünülerek bu hizmetler için gerçekçi bir finansman modeli oluşturulmalıdır.
  • Ülkemizde çok sayıda içme suyu arıtma tesisi sadece içme suyu standartlarını sağlayacak konvansiyonel arıtma ünitelerinden oluşuyor. Bu  tesislere  yeni üniteler ilave edilerek çeşme suyunun damak tadına daha uygun hale getirilmesi üzerine çalışılmalıdır.
  • Şehir şebekesindeki asbestli borular değiştirilerek daha kaliteli, güvenli, kesintisiz ve daha sağlıklı içme suyu hizmeti sunulmalıdır. Bu hizmet şebekelerdeki kaçakları önleyeceği gibi suyun dış ortamdan etkilenmeden ve kalite kaybına uğramadan çeşmelere ulaşmasını sağlayacaktır.
  • Musluk suyu kalitesini etkileyebilen bir diğer önemli husus   binalardaki su depolarının periyodik temizliğidir. Bu çalışma apartman veya site yönetimlerine  yerel yönetimlerce işgücü ve teknik ekipman desteği verilerek  teşvik edilmelidir.
  • İçme suyu arıtma tesislerinde ve şebekelerde su kalitesindeki değişimin anlık olarak izleneceği “Sürekli Su İzleme Sistemi” kurulmalıdır.
  • Gerek Yerel Yönetimler gerekse Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen  su kalitesi izleme  verileri şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  • Büyükşehir belediyesi dışındaki il ve ilçe belediyeleri gerek maddi, gerek eğitimli insan gücü açısından su kalitesi yönetiminde zorlanmaktadır. Bu belediyeler su yönetimi konusunda desteklenmelidir

Bu önerilerden sonra musluk suyumuza geri dönersek, çeşmelerden akan suyun sadece kullanma suyu olarak kabulünün artması üzerine  bazı çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Musluk Suyu kalitesi ve kaynak sularımız

Musluktan akan sularımızı kalitesi şebeke hatları boyunca her gün yüzlerce hatta binlerce noktadan alınan numuneler laboratuvarlarda fiziksel ,kimyasal ve biyolojik açılardan incelenerek kontrol ediliyor. Bu kontroller yerel yönetimler ve Sağlık Bakanlığı il ve ilçe sağlık müdürlükleri tarafından yapılmaktadır.

Türkiye'nin bütün il ve ilçelerinde şebeke sularının "İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik"te yer alan özelliklere uygunluğu sürekli takip edilir. Su dağıtım sisteminde zaman zaman sorunlar olabilir. Böyle zamanlarda sularda kirlilik meydana gelebilir. Belediyeler hızlıca buna müdahale etmekte  ve konu hakkında toplumu bilgilendirmektedir.

Bu nedenle çeşme sularımızın içme suyu olarak tercih edilmeme nedeni kalite den daha çok damak zevkine uygun olmaması ve yeterli güvenin oluşturulamıyor olmasıdır.

Bu kapsamda çeşme suyu su kalitesinin içme suyu olarak daha fazla  kullanılmak üzere yükseltilmesi ve musluklara gelene kadar su kalitesini bozacak risklerden uzak tutulması gereklidir. Ayrıca musluk suyunun  içme suyu olarak kullanılmasını engelleyen güven eksikliğinin ortadan kaldırılmasına ve oluşan  psikolojik eşiğin aşılmasına yönelik  bilgilendirme ve güven oluşturma  çalışmaların da yapılması gereklidir.

Çeşme suyunun  %16,5’uğu kaynaklardan çekiliyor

TUİK verilerine göre 2023 yılında içme ve kullanma suyu olarak çekilen  6,7 milyar m3 suyun %43’ü u barajlardan, %29,1’i kuyulardan,  %16,5’uğu  kaynaklardan,%7,7si akarsulardan ,%3,7si göllerden sağlanmıştır

Baraj, göl ve akarsulardan çekilen sular genellikle arıtma tesislerinden arıtılarak şebekeye verilmektedir. Kaynak suları ise Malatya kentimizde yapıldığı gibi deprem öncesine kadar tesiste hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan sadece klorlanarak kente verilmekteydi.

Bu kaynak sularında klor kokusunun giderilmesine yönelik çalışmaların yapılması , dağıtım şebekeleri ve bina tesisatlarının sağlam olması , bina depolarının da temiz olması sonucunda çeşmelerden damak zevkimize uygun kaynak sularının akması mümkün olacaktır.

Şebekelerdeki  kayıp kaçak ve kalite

İçme suyu şebekelerimizde ortalama %40 civarındaki kayıp kaçak oranlarının azaltılması, gerek su miktarı gerekse su temini ekonomisi açısından büyük faydalar sağlayacaktır.

Su şebeke hatlarının yenilenmesi arıtma tesisinden çıkan suyun kalitesinin korunarak mesken girişlerine kadar ulaşması  açısından da çok önemlidir. Bu nedenle şebekelerin yenilenmesi önem ve öncelik taşımaktadır. Bunun yanısıra su dağıtım hatlarında  su kalitesinin gerçek zamanlı olarak izlenmesi su kalitesindeki sorunlara hızla müdahale edilebilmesini sağlamaktadır. Böylece suya dışarıdan herhangi bir şeyin bulaşması gerçek zamanlı izleme ile anında fark edilip hızlı müdahale ile musluklardan sağlıklı suların akması sağlanmaktadır.

Musluk sularında herhangi bir bakteriyolojik gelişmeyi önlemek için litre başına 0.2-0.5 miligram oranında aktif klor bulunmaktadır.. Aktif klor zararlı bakterileri önlemekte ama suda da bir koku bırakmaktadır. İleri teknolojik tedbirler ile maliyeti yüksek de olsa bu sorun en aza indirilebilir. Gelişen teknolojik olanaklar da kullanılarak  musluk suyunun kalitesinin damak zevkine uygun bir şekilde arttırılması projesi yerel yönetimlerce uygun bir bölgede  pilot proje olarak uygulanmalıdır.  Buradan alınacak olan sonuçlara göre   musluk  sularımızın içme suyu olarak daha fazla kullanılmasına yönelik çalışmalar  yaygınlaştırılmalıdır.

Musluk sularımızın aboneler için  bedel takdiri yapılırken  birçok belediyemiz sosyal politika gereği tam maliyet esasını uygulamamakta ve suyu maliyetinden daha ucuza vererek sübvanse etmektedir. Bu kadar büyük yatırımlar ve gün geçtikçe artan işletme maliyetleriyle çeşmelere getirilen suyun içme suyu olarak da kullanılması  yapılan yatırımın ve işletmenin fizibilitesini de arttırması açısından da önem taşımaktadır. Özetle; önce çeşme sularımızın içme suyu olarak kullanılma oranı tespit edilmeli, kullanılmama  nedenleri belirlenmeli  ve daha sonra  uygun bir bölgede  bir pilot proje yapılarak bu sorunun azaltılmasına  yönelik çalışmalara başlanmalıdır.