ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

İKLİMSEL DEĞİŞİKLİKLER VE SAVAŞLAR

Prof.Dr.Doğan YAŞAR

Hilary Clinton:  2022’li yıllarda sonra su savaşları çıkabilir (Basından,  23 Mart 2012) Benim derslerimde yaklaşık 15 yıldan beri anlattığım “2020’li yıllardan sonra sert bir kurak dönem gelme ihtimali çok fazla, bu nedenle su sorunlarının çıkma ihtimali fazladır.  Bunun önüne geçilebilmesi için bir an önce  Türkiye’nin su kanunlarını yenilemesi ve özellikle yeraltı sularını denetim altına alması gerekir”  diye  gerek yazılı ve gerekse görsel  basında  on yıldan bu yana defalarca tekrarladığım bir cümlenin 23 Mart 2012 tarihinde Hilary Clinton tarafından tekrarlanması hiç de sürpriz olmadı. Çünkü zaten tüm gelişmiş ülkeler,  2020 sonrasında beklenen bu olumsuz iklim şartları için çok ciddi bir hazırlık içine girdiler.  Örneğin, 2003 yılında başladığı nükleer santral yapım nedenini Finlandiya, açık bir şekilde “2020’den sonra gelecek olan soğuma döneminde yağışlar azalacak, HES barajlarımız donacaktır. Ve sonuçta enerji sıkıntımız olacaktır. Bu nedenle nükleer santral yaptırıyoruz diyerek açıklamışlardır (Finacial Times, 17 Ocak 2003). Günümüzde halen 65 nükleer santral yapım aşamasında olup,  160 tanesi planlanmış ve 323 tanesi de önerilmiştir. Rusya 15 yılda 28 nükleer santral  kurma kararı almıştır.   1   İklimler her zaman diliminde “ya küresel ısınmada” ya da küresel soğumada” olmak zorundadırlar. Yani iklimde optimum şartlar olamaz. Ya ısınırız ya da soğuruz. Isınma çağlarına “yağmur çağları” soğuma çağlarında da “buzul çağı” deriz.  Ve dünya tarihine baktığımızda “küresel soğuma çağlarının” en şiddetli savaşlara sahne olduğunu görürüz.   Şöyle ki; İnsanoğlunun yerleşik düzene geçmesinden sonra oluşan dünya tarihine baktığımızda, Hint’lilerin, Arap’ların, Afgan’lıların ya da Pakistan’lıların hiçbir zaman kuzeye (yani Moskova, Londra ya da Hamburg’a) saldırmadığını görürüz. Ancak Londra’lıları, Moskova’lıları ya da Hamburg’luları hep özellikle Anadolu’ya, Mezopotamya’ya ya da Mısır’a saldırdıklarını okuruz. Yani savaşlar ve büyük göçler hep kuzeyden güneye “küresel soğuma” nedeni ile olmuştur. Ve bu nedenle de, bu kurak dönemlerde verimliliği, azalmasına karşın, devam eden Anadolu,  Mezopotamya ve Nil Deltası’nda savaşlar ve çatışmalar hiç bitmemiştir. Gılgamış destanı ile 4700 yıl önce başlayan yazılı tarihten günümüze kadar olan 15 000 savaşın (ortalama yılda 3 savaş) çok büyük çoğunluğu, bu mini küresel soğumalar nedeni ile, verimli tarım alanları ve su için yapılmıştır. İşte bugün Anadolu’da 40 000 antik kent bulunma nedeni de bu küresel soğumalardır. Ve son olarak, yine kürsel soğumalar nedeni ile Orta Asya’dan buraya göç eden biz Türkler Anadolu’ya sahip çıkmış ve bu toprakları hiç terk etmemişizdir.  Çünkü Mezopotamya, Nil deltası ve Anadolu’da tarımsal ürünlerin verimliliklerin düşmesine karşın her zaman üretim olması,  bu  alanı hep cazip kılmıştır. Tarihten bazı örnekler: Hititler’in ve Maya’ların tarihten silinişi, Haçlı seferlerinin gerçek nedenleri Tarihte Ege göçü olarak da bilinen Dor Göçü, günümüzden 3200 yıl önce, Güneydoğu Avrupa halklarının Ege‘yi işgal etmeleri ile son bulan tarihin önemli kitlesel göç hareketlerindendir. Bu dönem aynı zamanda dünyanın en büyük medeniyetlerinden olan ve Kadeş savaşında Mısırlıları yenen (Mısır Tarihçilerine göre savaşın galibi Mısır’dır) Hitit’lerin de tarih sayfasından silinmeye başladığı yıllardır. Hiçbir savaşa girmeden tarihten yok olan Hitit medeniyeti hakkında son yazılı kaynaklar, Hitit’lerin son yıllarda Suriye ve Mısır’dan bol miktarda tahıl ithal ettiklerini belirtmektedirler. Bu iki olayın aynı tarihlerde olması, yani Hitit medeniyetinin yok olurken, Avrupa halkalarının Batı Anadolu’yu işgal etmeleri bir tesadüf değildir. Çünkü, günümüzden 3250 yıl önce Hitit’lerin Anadolu’da 10’dan fazla baraj inşa etmeleri ve suları kirletenin cezasının idam olacağını belirtmeleri, bu yıllarda ciddi bir su sıkıntısının, yani bir mini soğuma döneminin olduğunun göstergesidir. Diğer bir deyişle, bu dönemde oluşan mini soğuma nedeni ile kuzeydeki insanlar Batı Anadolu’ya göç ederken, genellikle yüksek yerlere kurulan Hitit Medeniyeti de soğuma sonucu oluşan kuraklık nedeni ile tarım alanların devre dışı kalması ile yok olmutur. adsız   Tarihsel Olarak Maya Medeniyetini çöküşü ile Haçlı Seferlerinin ve Moğol akınlarının  ilişkileri (1000’li yıllar) Haçlı seferlerinin başlangıcı olan 1000’li yıllarda dünyanın önemli büyük medeniyetlerden olan Maya’lar,  hiçbir ciddi savaşa girmeden tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Haçlı seferlerinin başlangıcı olarak da kabul edilebilecek Viking’lerin (1100’lü yıllarda, Tuna yolu ile Ordu’nun Mesudiye ilçesine de geldikleri söylenir) İngiltere’ye saldırması bir tesadüf değildir. Bu dönem, bilimde Ficarolo dönemi olarak da bilinen, buzulların İngiltere’ye kadar indiği dönemdir. Pentagon’un, ABD Başkanı Bush’u uyarmak için hazırladığı ve 22 Şubat 2004’de basına da yansıyan raporda bahsedilen “2020’li yıllardan sonra buzulların İngiltere’ye kadar inebileceği ve bunun sonucunda da çok sert bir mega kuraklık oluşturacağını” belirten rapor, aslında 1000 yıl kadar önceki dönemde (Ficarolo Dönemi) buzulların indiği bölgeleri ve bunun sonucunda da oluşan mega kuraklığı anlatmaktadır. Söz konusu 1000’li yıllarda oluşan bu mega kuraklık, aç kalan Avrupa’lıların bir araya gelip,  Haçlı Ordularını oluşturarak Mezopotamya ve Anadolu’ya saldırmasına neden olmuştur. Gerek Hitit’lerin ve gerekse Maya’ların ortak yönleri, yerleşim yerlerini yüksek alanlara kurmasıdır. Kuraklıklar da, kuzey enlemlerinden başlayarak öncelikle yüksek alanları etkilerler ve buralardaki verimliliklerin çok düşmesine ve hatta hiç tarım yapılamamasına neden olurlar.   Tüm bu verilen örneklerden, “ısınma dönemleri” dünyaya barış ve huzur getirirken, “soğuma” dönemleri savaşları ve katliamları getirmiştir. Bugün Avrupa Birliğinin kuruluşunun nedenlerinden birinin de söz konusu “mini soğumalar” nedeni ile oluşan ve binlerce yıldan beri Avrupa’nın kendi içindeki hiç bitmeyen savaşları da sona erdirmek olduğu düşünülmektedir.  Çünkü, AB’ye uyum yasaları başlıca 31 madde  altında (Türkiye’ye daha fazla) ve 120 bin sayfada toplanmış olup, bunlardan tarım ve balıkçılık konusundaki iki maddenin, toplam AB’ye uyum yasalarının yarısını oluşturması (60 bin sayfa civarı) ve AB’nin, başta Fransız, İspanyollar olmak üzere, çiftçilerine yıllık 100 milyar Euro gibi destek vermesi ve bu paranın büyük bir oranının kuzey ülkesi Almanya tarafından karşılanması bu görüşleri desteklemektedir. Yeraltısuları çok önemli Son dönemdeki haberlerde ülkemizdeki  yeraltı sularının denetim alınacağı ve tüm kuyulara saat takılması  ve çekilen suyun kontrol altına alınması  zorunluluğu getirildiği açıklanmıştır. Yani isteyen istediği kadar su çekemeyecek. Yaklaşık bir yıldan beri gündemde olan bu konunun kanunlaşarak devreye sokulması gerçekten çok güzel bir haber, ayrıca uzun yıllardan beri yazılı ve görsel basında bu konuyu defalarca dile getiren biri olarak çok memnun olduğumu da söylemek isterim. Çünkü soğuma dönemlerinde tek su kaynağımız yeraltı suları olacaktır. Ve şunu unutmamak gerekir dünyanın en önemli doğal kaynağı petrol, elmas, altın vs. değil yeraltı sularıdır. Ve yine unutmamız gereken,  halen yaşadığımız dönemin son derece keyifli ve bol yağışlı bir küresel ısınma dönemi olduğudur. Ancak 2020’den sonra gelecek olan kurak dönemde yeraltı sularına çok ihtiyacımız olacak. Ve son yüzyılda ilk kez bir gerçek kuraklık ile karşı karşıya kalacağız.   Kaynaklar: Doç Dr Doğan YAŞAR,Dursun YILDIZ. 2007 “Küresel Isıtılan Dünmya ve Su” Truva Yayınları .İstanbul. Dursun YILDIZ,  Prof. Dr. Doğan YAŞAR  2012 “ Doğu Akdeniz’de Küresel Satranç” Truva Yayınları İstanbul 2012
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış