ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Konferans -SPD Başkanı Dursun Yıldız Sosyal- Demokrat Su-Enerji Politikalarını anlattı

 

-Su her zaman bir sosyal-toplumsal politika konusudur

9 Mart 2023

DSİ eski yöneticisi, İnşaat Mühendisi,Su Politikaları Uzmanı,TEMA Bilim Kurulu Üyesi , Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız 2 Mart 2023 tarihinde Sosyal Demokrat Su-Enerji Politikaları konusunda bir konferans verdi. Genel Merkezi Ankara’da olan Sosyal Demokrasi Derneğinin Konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya Sosyal Demokrasi Derneği’nin üyeleri, önceki dönem parlamenterler, yerel yönetim çalışanları ve bazı akademisyenler katıldı.

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız Konferansın başlangıcında Kahramanmaraş’taki depremde hayatını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve yaralananlara acil şifalar diledi ve 1999 depreminin hemen akabinde  İnşaat Mühendisleri Odası ekibi ile deprem bölgesinde  katıldığı çalışmalardaki gözlemlerini aktardı. O dönemden bügüne kadar yapı stoğumuzun  depreme dayanıklı duruma gelmesi konusunda yeterli ilerlemenin sağlanamadığını belirten Yıldız depremin enkazı altındaki  vatandaşlarımız ile birlikte siyaset, bürokrasi, rant ekonomisi, mesleki sorumsuzluk anlayışı, liyakatsizlik, kuralsızlık, insan hayatını hiçe sayan sistem le birlikte hepimiz bu enkazın altında kaldık dedi. Ben bu konuda bir inşaat mühendisi ve İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkezi ve TMMOB önceki dönem yöneticilerinden biri olarak kendi payıma düşen sorumluluk nedeniyle sizlerin önünde  özür diliyorum diyen Dursun Yıldız değiştirmemiz gereken birçok şey vara ama önce değişimi kendimizden başlatmamız gerektiğini vurguladı.

Ülkemizin yaşadığı taşkın ve deprem gibi doğa olaylarının, doğal afetlerin felaketlere dönüşmesinin nedenleri konusunda bilinmedik bir şey olmadığını da belirten Dursun Yıldız cevabını hemen herkesin bildiği soruları sormaya devam ediyoruz,Çoğu zaman içinde yaşadığımız kirli sistemin dayatmalarını sorgulamaktan imtina ediyoruz , çekiniyoruz, her alanda radikal bir düşünce değişikliğine ihtiyacımız var dedi.

Konferansın başlangıcında dünyada ve ülkemizdeki su politikaları ve su yönetiminin geçmişi ve bugünkü durumu ile ilgili bilgiler veren Dursun Yıldız daha sonra kamu yararı ve toplumsal faydayı dikkate alan su ve suyla bağlantılı enerji politikalarının ana ilkeleri konusunda açıklamalar yaptı.

Doğaya saygılı sosyal toplumcu politika ve disiplinlerarası düşünce sistemi gerekli

Dursun Yıldız konuşmasında Sosyal demokrat su ve çevre sağlığı politikalarının temel ilkeleri temiz yeterli ve sürekli olarak suya ulaşmanın  ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın bir insan hakkı hatta canlı hakkı olduğu kabulü ile başlar dedi.

Devamla; Sosyal demokrat su politikalarının temel kabullerinin  kamu hizmeti anlayışı, şeffaflık ,katılımcılık doğaya saygılı planlama ve verimli yenilikçi yönetim modeli olması gerektiğini belirten Yıldız bunun yanısıra  başarılı bir yönetim için disiplinlerarası  bir düşünce sisteminin yaratılması gerektiğine de vurgu yaptı .

Su temini hizmetinin hukuki olarak bir kamu hizmeti olduğunu belirten Yıldız su temini hizmetine bakarsak  sürekli ve düzenli bir şekilde karşılanması gereken ve genel ve kolektif özellikler arz eden yaşamsal bir ihtiyaçtır. Bu nedenle tümüyle piyasa kurallarının işleyişine terk edilemez  dedi.

Su hizmeti kamu hizmeti olarak verilmeli

Dursun Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü;

Ancak bu hizmet  hukuki tanım kapsamında  “hukuki” olarak bir kamu hizmetidir. Çünkü esas olarak kamu hizmetinin sınırları esnektir. Bir diğer deyişle genişlemeye ve daraltılmaya açıktır. Bu sınırlar ancak Sosyal Devlet  tanımı çerçevesinde oldukça geniştir.

Sosyal devlet anlayışından uzaklaşıldıkça daralır. Bu nedenle   bir hizmetin kamu hizmeti olup olmadığının belirlenmesi  hukuksal ya da, teknik bir konu olmaktan çok politiktir.Bundan dolayı da yasama organı tarafından belirlenir.Su hizmeti ancak  belediye hizmetlerini “politik olarak sosyal hizmet anlayışı ile ele alan yerel yönetimlerce “ bir kamu hizmeti olarak verilir. Bunun alternatifi  su hizmetleri yönetiminin özelleşmesi ve suyun ticarileşmesidir.

 1980 li yılların ortalarından bu yana uygulanan  küreselleşme politikaları artan su talebinin ticari olarak karşılanmasına ilgisiz kalmamıştır. Hele bu pazarın toplam büyüklüğünün 1 tirilyon dolar olduğu anlaşılınca ilgi daha da artmış ve 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren  suyu ekonomik bir mal olarak benimseyen yeni politikalar uygulanmaya başlamıştır.Aslında bu sonuca giden yoldaki çeşitli yasal ve kurumsal düzenlemeler  birçok ülkede 1980’li yılların başından itibaren gerçekleştirilmeye başlanmıştır.

1992’de Dublin Dünya Su ve Çevre Konferansı’nda, suyun ‘ekonomik bir mal’ olarak benimsenmesi ile  bu süreç hızlanmıştır.Sonra bu adımları diğer uluslararası politika oluşturma ve uygulama  adımları takip etmiştir.Bu dönemde su kaynakları ekonomik olarak ticarileşmiş, su yönetimi olarak  küresel politikleşmiş  ve stratejik olarak uluslararasılaşmıştır.

Su sektöründe neo-liberal politikaların uygulandığı azgelişmiş ülkelerde suya erişim sorunu artmıştır. Bu sorun  hizmetin kalitesinde düşüş ve  artan su bedelini ödeyebilme sorunu olarak ortaya çıkmıştır. Bu durum su kaynaklarını ve su hizmetlerini  son dönemde artan bir şekilde politikanın ilgi alanı haline gelmiştir.”

Su her zaman bir sosyal -toplumsal politika konusudur

Dursun Yıldız devamla  su diğer kaynaklardan farklı olan özellikleri nedeniyle  hem su kaynaklarının geliştirilmesi için kullanılacak yöntemler hem de su hizmetlerinin verilmesi anlayışı olarak politikadan  asla ayrı tutulamaz, politika ile içiçe bir konudur dedi.

Yıldız “ aslında suyun politik öneminden söz ederken bir ülkenin  ulusal ve uluslararası su yönetimi politikasının  o ülkenin genel yönetim politikasından doğrudan etkilendiğini belirtmemiz lazım. Bu nedenle suyun iç politikada ve dış politikadaki siyasal ve stratejik önemi, yönetimde olanlar tarafından  her zaman dikkate alınmıştır. diyerek şöyle devam etti;

 Ayrıca son dönemde bu öneme suyun ulusal ve uluslararası alanda ticarileşmesinin yarattığı bir yeni önem boyutu da eklenmiştir.Bu da su kaynaklarının geliştirilmesi ve su hizmetleri yönetimi konusunda sosyal-toplumcu ve kamu yararını gözeten politikaların önemini arttırmış ancak uygulamasını da  zora sokmuştur.

Su politikasının etkisi diğer politikalara da bağlı

Dursun Yıldız konuşmasında sosyal toplumsal kamucu su politikalarının diğer politikalarla olan ilişkiyi de dikkate alarak oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı ve aşağıdaki açıklamalarda bulundu;

Su kaynaklarının planlanması ve geliştirilmesi arazi planlanması politikalarıyla doğrudan bağlantılı olup sosyal toplumsal politika bakış açısından birlikte ele alınmalıdır

Su politikaları ve su yönetimi özellikle gelişmekte olan ülkelerde  sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında ve yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Ancak su politikalarının gelişme ve kalkınmada  etkili olması suya bağlı üretim yapan diğer sektörel politikalarında uyumlu ve verimli olmasına bağlıdır.  Bu nedenle uygulanan su politikalarının etkisi içme suyu hizmeti olarak doğrudan su temin politikaları dışındaki  diğer sektörlerde (gıda-enerji-çevre) uygulanan politikalara bağlı olarak değişir. 

 Örneğin Tarım sektöründen kaynaklanan gelirlerdeki artış pek çok gelişmekte olan ülkede, yoksullukla mücadelede önemli bir husus olarak öne çıkmaktadır. Burada su politikaları etkilidir ancak belirleyici olan genel tarım politikaları uygulamaları ve  kalkınma hedefleridir.

Suyun  hemen her üretim faaliyeti için temel girdilerden biri olması  çok önemlidir ancak  bu özellik gelişme ve kalkınmayı sadece etkileyen bir faktördür. Gelişme ve kalkınma  için belirleyici olan  akılcı, planlı ve verimli su politikalarıyla  diğer sektörel politikaların uyum içinde aynı hedefe doğru yönelebilmesidir. İçme ve kullanma suyu hizmetleri suyun bir canlı hakkı olduğu anlayışı ile kamu hizmeti olarak verilmelidir. Ayrıca bunun dışındaki sektörlerde  tüm sosyal- toplumcu kamucu su politikaları aynı paralelde gelişme ve kalkınma politikalarının uyumlu bir parçası olarak önem taşır.”

Dursun Yıldız Su ve sağlıklı çevre hizmetinin birlikte ve doğa tabanlı çözümlere ve doğal dengenin korunmasına  öncelik verecek şekilde ele alınmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Ayrıca  su konusundaki sosyal-toplumcu politikaların finansman bulma zorluklarının ,  popülist anlayışın ve verimsiz kurumsal işleyişin etkisi altında ekolojik hedeflerin tutturulmasından uzaklaşabildiklerini de söyledi.

Su ve enerji ilişkisinin artışı dikkate alınmalı

Son dönemde su politikalarının  daha çok enerji bağımlı enerji politikalarının  da daha çok su bağımlı hale geldiğini vurgulayan Yıldız  Rüzgar enerjisi hariç diğer tüm elektrik enerjisi üreten tesislerin  suya ihtiyacı olduğunu belirterek Sosyal-toplumcu politikaların bu ilişkiyi dikkate alması gerekiyor dedi. Bunun bazı örneklerinin halen yaşandığına dikkat çeken Yıldız Büyükşehirlerdeki su ve kanalizasyon idarelerinin kendi enerji ihtiyaçlarını yenilenebilir kaynaklardan üretme çabası artıyor dedi. Tarımsal sulamadaki  enerji maliyetlerine de dikkat çeken Yıldız  sosyal-toplumcu sulama politikalarının sulama-enerji ilişkisini dikkate alan yenilikçi çözümler üretmesi gerekiyor dedi.

Suyun Kamu hizmeti olarak verilmesi zora girebilir!

İklim değişikliği etkisi,nüfus artışı,kentlere hızlı göç,plansız kentleşme  ve aşırı kirlenme gibi baskıların yanısıra küresel su politikalarının da suyun bir kamu hizmeti olarak verilmesini zora sokabileceği bir döneme doğru ilerliyoruz diyen Yıldız, bunun için sosyal -kamucu  politikaların hazırlıklı olması gerekiyor dedi. Bu kapsamda önce su yönetimi anlayışında  net stratejik hedeflere sahip olmamız lazım,kurumsal kapasiteyi geliştirecek ve verimliliği arttıracak önlemlerin alınması gereğine vurgu yaptı.

Türkiye’deki su yönetiminin yasal ve kurumsal açıdan eksiklikleri olduğunu belirten Dursun Yıldız toplumsal su kullanım bilinci açısından da yeterli değiliz dedi.

Suyun Stratejik önemindeki artış dikkate alınmalı

Türkiye’nin su kaynaklarının %35’i sınıraşan su havzalarında yer alıyor ve kara sınırlarımızın %22’si de nehirlerden oluşuyor ve ayrıca  Ortadoğu’nun ana su kaynağı olan Dicle ve Fırat nehirlerinin kaynak ülkesi durumundayız diye Dursun Yıldız  bu alanda kıyıdaş ülkelerle işbirliğini önceleyen sosyal-toplumcu uluslararası su politikalarına ihtiyacımızın olduğunu belirtti. Tüm bilimsel çalışmaların bölgede iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde olumsuz etki yapacağı konusunda sonuçları olduğunu belirten Dursun Yıldız bu durumda GAP’ın öneminin daha da arttığına vurgu yaptı. GAP uzun zamandır genel bütçeden yeterli payı alamıyor,hızı yavaşladı ,alt projeler arasındaki bağlantılar zayıfladı, GAP’la ilgili yeni bir vizyona ihtiyacımız var diyen Yıldız bu proje Ortadoğu dış politikasında elimizi çok güçlendirebilir. Türkiye’nin bölgedeki barış ve istikrara olan katkısını arttırabilir vurgusunu yaptı.

Kamu yönetiminde radikal bir düşünce devrimi gerekli

Konuşmasında sosyal toplumsal politikaların uygulanabilmesi için kamu yönetiminde radikal bir düşünce devrimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Dursun Yıldız günümüzün öncelikle çözümlenmesi gereken sorunlarından birisi de  kamu kaynaklarına sahip çıkan ,yaratıcılığa yenilikçi anlayışa açık teknoloji destekli demokratik liyakatli bir kamu yönetiminin oluşturulmasıdır dedi.

Yeni kavram yöntem ve araçlar gerekli

Türkiye’de bazı problemler konusunda çözümü katkıda bulunabilecek kesimlerin farkındalık sorunu olmadığını belirten Yıldız bu farkındalığı icraata koyma eyleme geçirme için mekanizmalara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Sosyal toplumcu demokrat politikaların bu konuları siyasete taşıyarak çözümler üretecek yeni yöntem ,araç ve kavramlara ihtiyacı olduğunu vurgulayarak değişmeliyiz ve değiştirmeliyiz dedi.

SHARE THİS:



Henüz içerik eklenmemiş. Biz ilgilenirken siz bu sırada diğer sayfalara göz atabilirsiniz.