Neden “ANALİZ ve SENTEZ” Yap(a)mıyoruz !
Dursun YILDIZ
30 Ekim 2015
Türk Dil Kurumu sözlüğünde sözcük anlamı olarak Analiz;
Çözümleme ,Sentez ise
“Yalından karmaşık olana, zorunludan olasıya, genel yasadan bireysel duruma, nedenden etkiye, öncülden varılan sonuca giden düşünme biçimi, bireşim” olarak yer almaktadır.
Bir inceleme yöntemi olan
analiz , bir bütünün anlaşılabilmesi için o bütünü meydana getiren unsurlarına bölmeyi gerektirir.Bu unsurlar incelenir ama aslında çözümleme bir anlamda yeniden bir bütünlemeyle gerçekleşir. Diyalektik çözümleme yöntemi ise , “
incelenen yapının bölünmesi ve birbirlerine zıt parçaların hem ayrı ayrı hem de birbirlerine olan ilişkileri içinde incelenmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Sentez ise genel olarak bir bağlantı türüdür. Bu kavram felsefede çeşitli parçaların ya da ögelerin bir araya getirilerek bunların toplamının belirteceğinden daha farklı bir görüşe ulaşılmasını sağlayan
bağlantı türü olarak tanımlanır. Sentez, modern düşünme alanında önemsenen bir yoldur. Çünkü bu yolla elde edilen görüş ya da sistemin , doğru olan bir kavramı onu oluşturan
parçaların basit toplamından daha bütünsel olarak yansıttığı kabul edilir. Sentez için gerekli sentetik bağlantı türleri ise bunlardan farklı olarak yeni bir içerik kurulmasını öngörür.
Bilgi’nin Yolu
Kant’ın bilgi sınıflandırması içinde sentez,bilginin içeriğini genişleten ya da yeni bir içerik sağlayan bilgi türleri olarak nitelendirilmektedir. ”Sentetik“ bilginin karşısına koyulan analitik bilginin ise yanlızca verilmiş bir bütünün çözümlenmesiyle elde edildiği ve içeriğe yeni bir öge katmadığı belirtilmektedir.
Hegel ise sentezi önce mantıksal bir bağlantı türü olarak kullanır.Mantıksal anlamına göre sentez, bir olumlu verinin(tez) karşıtı olan olumsuz bir veri ( antitez) ile birleşmesi sonucunda elde edilen ve ikisini de kapsayan ama ikisinden de farklı olan bir bütünü ifade eder. Hegel’in yönteminden etkilenen Karl Marks’ın geliştirdiği felsefi sistemde
sentez, diyalektik maddeciliğin önemli bir köşe taşıdır. Bu anlayışla tarihsel süreçte her dönem,bir önceki dönemi oluşturan çatışmaların bir
sentezi olarak görülür. Böylelikle hem önceki tarihsel dönemlerin sonrakileri nasıl etkilediği, hem de her tarihsel dönemin yeni özellikleri açıklanır.
Sentez ,genel anlamda tek tek verilmiş unsurları bir araya getirmekte ,özel anlamda ise diyalektiğin oluşma biçimi olarak tanımlanmaktadır.
Oluşma ise;
tez-antitez-sentez sürecinde gerçekleşmektedir.
“Bilgi” Edinme
Analiz ve Sentez birbirlerine sıkıca bağımlı iki yöntem olarak ,bilgi edinmenin en gerekli aracı olarak işlev görür.Bilgi edinmek için ilgilenilen konu önce çözümlenir,sonra bireştirilir. Sentez Analiz’in tamamlayıcısı olarak kabul edilmektedir.Bir düşünce karmaşası ve üretme kısırlığının içine düşüldüğü bu dönemde, bilgi edinmenin ve düşünce üretmenin temel taşları olan bu kavramların hatırlanması önem taşımaktadır.
Örneğin eğitimleri boyunca analiz ve sentez yöntemlerini en iyi kullanabilecek şekilde analitik düşünme formasyonu kazandırılan kişilerde bile günümüzde “bilgi edinmenin en kısa yolu” nu arama konformizmi çok yaygınlaşmıştır.Bilgi en kısa yoldan alınır ancak edinilen malumatın “Bilgi” olup olmadığı veya hangi bilgi ? olduğu düşünülmez.

Çünkü bu kısırlıkta “Düşünce üretimi de zora girer. Dar kalıpların içinde düşünce üretme ve günlük çözümleri abartma kolaycılığı” artar. Bu kolaycılık kırılmadıkça gelişme dinamiğinin yakalanması da mümkün olmaz.
Kısaca ,Bir bütünün anlaşılabilmesi için ,o bütünü meydana getiren unsurlara bölmeyi ve bu unsurların, gerek bütünsel gerekse birbirleri arasındaki ilişkileri incelemeyi zor, zahmetli ve hatta gereksiz olduğunu kabul eden anlayışların, çözüm üretme yaklaşımları ne denli gerçekçi olabilir ?
****
Aslında analiz-sentez tamamlayıcılığı, kişilerin eğitim, öğrenim dönemlerinde düşünme altyapısı oluşmamışsa yorucu bir iş olur. Bu durumda buna soyunanlar enerjilerini , bütünü meydana getiren unsurların bütünsel ve parçasal ilişkilerinin analiz ederken tüketirler. Bunun sonunda yön duygularını kaybedebilirler ve fırtınada savrulan tekneler gibi hayatın birçok alanındaki sağırlar diyaloğuna katkıda bulunan aktif bir unsur olup çıkarlar.
Bu kişilere çokça rastlarız. Bir olgunun anlaşılabilmesi için analiz ve sentez yaklaşımının değer taşımadığı açıklamalar çok sığ olur. Bu kişilerin katıldığı tartışmalarda ,genellikle tez-antitez savunuları arasında sıkışmış “uzmanlar” ortaya çıkar . Enerjinin boşa tüketildiği kısır bir analiz gayretkeşliği ortama hakim olur.Zaman boşa akar.
Yeni Düşünmeme Düzeni (YDD)!
Her türlü kolaycılığının yerleştiği günümüzde olguları ve verilen bilgileri bir inceleme yöntemi ile ele alıp(“analiz”) yeniden bir bütünleme yaparak (“sentez”) bir fikre ulaşmak sistematiği neredeyse unutulmuştur.
Diğer taraftan kültürel gelişimin derinlemesine bir gelişme yerine görsel kültür-malümat çizgisine kayması ile tartışmalarda diyalektik yorum,derinlik,mantık,akılcılık,tutarlılık ve bütünlük yerini imaja, tutarsızlığa ve sığlığa terk etmiştir.
Işık hızıyla akan enformasyon bolluğu ve bombardımanı da yorum ve sentez yapma ,sebep-sonuç ,araç-amaç ilişkileri içinde düşünme yetilerimizi (varsa) köreltmiş ve anlık değerlendirmeleri öne çıkartmıştır. Bu da moda deyimiyle “Algı Operasyonları” na çok uygun düşünce zeminleri hazırlamıştır.
Aslında biraz dikkatli bakıldığında genel düşünce yapımızda “bütünü gözönünde tutan bir analiz yapma temelinin” eksik olduğu görülüyor.Bu nedenle de ” içeriğe yeni bir öğe katan” ve“ yeni bir içerik kurulmasını” öngören sentezlerle düşünceler ve çözümler bize hep uzak kalıyor.
Çünkü halen birçok alanda, yıllardır içinde acı suyun kaynadığı bir kazana su buharlaştıkça su taşıma gayretkeşliği sürüyor. Hem de bu işi ulvi bir görev yapma anlayışıyla sürdürenler çok önemli kişi statüsünde itibar görüyor.
Ne Yapmalı?
Önce etrafımıza daha dikkatli bakıp, yaşamın birçok alanındaki post kapma kavgasından ibaret olan didişmeleri çözüm üretme gayreti olarak kabul etme hatasına düşmemeliyiz. Çünkü sentez yeteneği kazanmamış düşüncelerde kavram berraklığı ve çözüm önerisi aramak uzay mekiğinde tenis kortu aramak gibi garip bir hayaldir.
Bu garip hayalleri bırakıp daha gerçekçi olmalıyız. Her gün başka analizlere ihtiyaç duyduğumuz çok hızlanan yaşamımızda sadece eleştirmek konformizmini hızla terketmek zorundayız. Tek tip düşünce elbisesi giymek yerine dünyayı çeşitli açılardan görebilmek donanımına sahip olmalıyız. Bugün birçok alandaki çözümler de birçok meslek disiplininin biraraya gelmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu çoklu ilişkiler dünyasında toplumun umut vaadeden dinamik kesimlerinin “tek tip düşünmeye alışması ve algı yanılsması bağımlısı haline gelmesi” riski çok büyük bir risktir. Bu tehdit algılanmazsa bu toplumların geleceği de tek boyutlu bir geleceğe mahkum olabilir.
Bunu önlemek için kendi alanlarımızdan başlayarak yeniden sentezler yapmalıyız.
Dünyanın her yerinde ve birçok alanda, dayatılandan farklı bir düşünce sistemiyle,başlangıçlar yapmak için hiçbir zaman geç kalınmış sayılmaz.Çünkü bu analizleri insanlık tarihi ve evrenin yasalarıyla doğru dürüst yapmaya yardımcı olacak kadar yeterli birikim oluşmuştur. Olayların akışına bu gözlüklerle bakmasını bilenler öğretilmiş çaresizliklerle ,alışılmış şablonları ve jargonu aşmalıdır.
Birçok paradigmanın değiştiği yeni yüzyılı anlayabilmek için önce yeni paradigmaların dinamiğini araştırmalıyız. Gelecek için yeni”tez” lerin yeni “antitez”leriyle yeni “sentez” lere ulaşmaya çalışmalıyız.
Titanik’in güvertesinde şezlong kapma yarışına giren yolcuların durumuna düşmeden,
Kısacası işin kolayına kaçmadan......
Kendi geleceğimiz için düşünüp,
Sentez yapmalıyız!!!
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın