ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Taşkın hasarları sadece taşkın kontrolü ile önlenemez

Taşkın hasarları sadece taşkın kontrolü ile önlenemez

 

Dursun Yıldız

İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı

 

28 05 2024

 

Ülkemizde 1975 yılından bu yana 2600’ün üzerinde taşkın meydana gelmiş olup bu taşkınlarda 900’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yaklaşık 1 milyon hektar alan taşkına maruz kalmıştır.

Taşkınlardan kaynaklanan ekonomik kayıp ise  4 milyar $’ın üzerindedir. Sadece 7-11 Temmuz 2023 tarihleri arasında çoğunluğu Karadeniz Bölgesinde meydana gelen taşkın ve sel olaylarında, 5 milyar Türk Lirası maddi kayıp meydana gelmiştir.

 

 

İklim değişikliği taşkınların ve sellerin şiddetini ve etkisini arttırmaktadır. Gerek akarsu taşkınları gerekse şehir sellerinin  sonuçlarının bu derece büyük olmasının temel sebebi insan faaliyetleridir. Taşkın alanlarındaki yerleşimler, dere yataklarına müdahaleler, plansız kentleşme, sanayileşme, betonlaşma sonucunda  yağmur sularının  hızla yüzeysel akışa geçmesi bu faaliyetlerin sonuçlarından bazılarıdır. 

Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde, özellikle şehirlerde taşkınların ve sellerin hem sayısında hem de oluşturabileceği hasarlarda artış olacağı  tahmin edilmektedir. Taşkınların en az zarar verebilecek şekilde yönetilmesi için   yapısal olduğu kadar yapısal olmayan tedbirlerin de  alınmasına ihtiyaç vardır.

Nehir Havzası ölçeğinde  taşkın yönetimi gerekli

Taşkın kaynaklı hasarlar, sadece taşkını kontrol ederek önlenememektedir. Bu hasarların azaltılması için, çoklu disiplinli ve bütüncül bir yaklaşımla taşkın risk yönetiminin sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda nehir havzasının bir  bütün olarak değerlendirilmesi, aşağı ve yukarı havza ilişkisinin dikkate alınması, sadece taşkınlara değil bunları etkileyebilecek ya da bunlardan etkilenebilecek faaliyetlere ve doğa tabanlı yapısal olmayan çözümlere de odaklanılması gerekmektedir.

Taşkın Yönetiminde Doğa Tabanlı Çözümler

Doğal Su Tutma Tedbirleri

Doğal Su Tutma Tedbirleri, su kaynaklarını korumak ve yönetmek amacıyla su kaynaklı problemleri, ekosistemlerle birlikte su kütlelerinin doğal özellikleri ve karakteristik yapılarını doğal yollar ile yenileyip oluşturulan çözümlerdir. Bu tedbirlerin temel maksadı, akiferlerin, toprağın ve ekosistemlerin su tutma kapasitelerini, özelliklerini  iyileştirmek ve korumaktır. Doğal Su Tutma Tedbirleri, taşkın ve kuraklık riskini azaltma, su kalitesini artırma, yer altı suyunu yeniden doldurma ve yaşam alanını iyileştirmeyi içeren çok maksatlı faydalar sağlama potansiyeline sahiptir. Doğal Su Tutma Tedbirleri’nin uygulaması;

  • Yeşil alanların altyapısını destekler.
  • Yer altı ve yer üstü su kütlelerinin nicel durumunu korur ve geliştirir.
  • Su kütlelerinin kimyasal ve ekolojik durumuna, ekosistemlerin ve bu tedbirlerin sağladığı hizmetlerin doğal işleyişini düzelterek ve geliştirerek, pozitif olarak etki eder.
  • Düzenlenmiş ve geliştirilmiş ekosistemler hem iklim değişikliğinin azaltılmasına hem de adaptasyonuna katkı sağlar.

 

Doğa Tabanlı Çözümler

Taşkın yönetiminde kullanılabilecek bazı doğal su tutma tedbiri şunlardır

1.Çayır ve Meralar

Taşkınlar sırasında suyun geçici olarak tutulması ve depolanması için uygun şartlar sağlayarak yağışın akışa geçişini geciktirir. Bunların yanı sıra sediment tutma ve besin maddelerinin özümsenmesi gibi su kalitesi üzerinde de olumlu etkileri bulunan faydaları vardır. Toprak yüzeyinin köklü bitkilerce korunması yüzey akışını azaltırken sızma oranını arttırır.

2.Kent Ormanları

Kent Ormanlarının, hem hidroloji hem de diğer açılardan sağladığı ekosistem hizmetleri oldukça geniş bir aralığa sahiptir. Hava kalitesini iyileştirebilir, yerel mikro-klimaları hafifletebilir, kentsel biyoçeşitliliği arttırabilir ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına katkı sağlar. Bunların yanı sıra kent ormanlarının şehir alanlarına göre daha yüksek sızma kapasitesinin olması ve akiferlerin beslenmesi açısından önemli alanlar olabilmeleri gibi hidrolojik yan faydaları bulunmaktadır (

3.Tarımda Kontrollü Trafik Uygulamaları

Mevcut sistemlerde tarlalarında makinelerin serbestçe dolaşması bir sezonda arazinin ortalama %75’lik bir kısmında, ikinci sezon itibari ile de tamamında toprağın sıkıştırılmasına sebep olmakta ve sızma oranını düşürmektedir. Ayrıca toprağın tekrar eski haline gelmesi birkaç yılı bulmaktadır. Kontrollü trafik uygulamaları tüm makine yükünün mümkün olan en az hat alanı ile sınırlandırılması prensibine dayanmakta ve sürekli sabit izlerin takip edilmesi ile sıkıştırılan alanın %15 gibi bir rakama düşürülmesini mümkün kılmaktadır (Resim 6.9).

4.Yeniden Mendereslendirme

Akarsu menderesi akarsudaki su hızının düşürülmesini sağlayan U formudur. Geçmişte suyun drenajının hızlandırılması, yatak hareketlerinin sınırlandırılması veya kontrol edilmesi gibi sebeplerle mendereslerin düzleştirilmesi yoluyla akarsuların düz kanal haline getirilmesi uygulamaları yapılmıştır. Yeniden mendereslendirme ise yeni menderes şekillerinin oluşturulması veya eski formların yeniden oluşturulması veya akarsu ile bağlantısı kesilmiş olan menderes kısımlarının tekrar bağlantısının kurulmasını ve böylelikle akış hızının düşürülmesini kapsar. Böylelikle hızın düşmesine ek olarak mendereste oluşan yeni akış formları çoğunlukla sedimentasyon ve biyoçeşitlilik üzerinde olumlu etki oluşturmaktadır. Ayrıca çok çeşitli sucul ve karasal bitki ve hayvan türleri için habitat oluşturmaktadır

5.Sulak Alan Restorasyonu ve Yönetimi

Sulak alanlar suyun tutulmasını, biyolojik çeşitliliğin arttırılmasını ve su kalitesinin iyileştirilmesini sağlar. Sulak alanların restorasyonu ve yönetimi yeniden nemlenmenin sağlanması için hendekler kazılması veya taşkına izin verilmesi maksadıyla seddelerin kesintili hale getirilmesi gibi teknik tedbirleri veya arazi kullanımındaki tarımsal tedbirleri içerir. Bu tedbirler ile bozulmuş sulak alanların hidrolojik rejimini iyileştirilebilir ve genel olarak habitat kalitesi geliştirilebilir. Kentsel alanlarda yapay sulak alanların oluşturulması ile ayrıca taşkın geciktirme, su kalitesinin iyileştirilmesi, habitat ve peyzaj iyileştirilmesi sağlanmasına katkıda bulunulabilir.

6.Yeşil Çatılar

Yeşil çatılar bitkilerden ve drenaj katmanından süzüldüğü için yavaşlayan yağmur suyunu alıkoymak üzere tasarlanmıştır. Bu tutulan yağmur suyunun bir kısmı bitkilerce kullanılırken kalan kısmı oluklar veya borular vasıtasıyla çatıdan deşarj edilir. Böylelikle yeşil çatılar yağışın ilk aşamada tutulmasını sağlayarak sürdürülebilir drenaj sistemlerinin ilk bileşenini oluşturur.

7.Arazi Kullanımı Planlaması

Arazi kullanımı planlaması; her ölçekte plânlamaya temel oluşturmak üzere, toprağın ve diğer çevresel kaynakların bozulmasını önlemek için ekolojik, toplumsal ve ekonomik şartlar gözetilerek sürdürülebilirlik ilkesine uygun, farklı arazi kullanım şekillerini oluşturmaya yönelik planlamadır. Bu planlama, toprak ve su potansiyelinin belirlenip, sistematik olarak değerlendirilmesini ve birbirleri ile olan ilişkilerini dikkate alarak  arazinin kullanılmasını kapsar.

Taşkın Yönetiminde arazi kullanımı planlamasından farklı şekillerde faydalanılabilmektedir. Bazıları;

- Risk odaklı yaklaşım ile taşkın alanı bölgelendirme

Farklı tehlike bölgelerini ve mevcut ya da planlanan yapılaşma türlerini dikkate alan, artan risk seviyelerine düzenleyici müdahaleyi arttıracak risk odaklı bir yaklaşımın belirlenmesi hayati öneme sahiptir. Bununla birlikte teoride oldukça basit görünen bu yaklaşımın pratikte başarılı bir şekilde uygulanması oldukça karmaşıktır.

Taşkın alanı bölgelendirme farklı tekerrür debileri dikkate alınarak gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte 100 yıllık taşkın debisinin dikkate alındığı uygulamalara yaygın olarak rastlanmaktadır.

Bu bölgelendirmeye dayanarak çeşitli düzenleyici mekanizmalar oluşturulabilir. Örneğin yüksek riskli alanlara arazi kullanımını veya yapılaşmaya sıkı düzenlemeler getirilirken bazı alanlarda yapı yasağı hatta mevcut yapılaşmanın kaldırılması gibi uygulamalar gerçekleştirilebilir.

Planlama İzinleri

Yapı veya planlama izinleri planlanan yapılaşmanın/gelişimin veya arazi kullanımındaki değişimin taşkın riski üzerindeki etkisinin yanı sıra taşkının bu yapılanma üzerindeki etkisini sınırlamak ve en aza indirmekte kullanılabilir. Taşkın yataklarındaki veya taşkın üzerinde etkisi olan çeşitli faaliyetler izne tabi olabilir. Arazi kullanımındaki değişiklikler veya arazi kullanımının yoğunlaştırılması, yapılaşma ve yapısal işler (yollar, ticari binalar, setler vb.) ve parselasyon çalışmaları gibi faaliyetler bunlara örnek verilebilir.

- Yapı standartları ve kodları

Yapı standartları ve kodları olası taşkın zararlarını azaltmada stratejik rol oynayabilir. Bununla birlikte mutlaka taşkın yatağına yönelik düzenlemelerle koordine edilmeleri zorunludur. Yapı standartları subasman kotu, erozyona karşı koruma, kapı ve pencere gibi açıklıkların su geçirmezliği, elektrik tesisatının yükseltilmesi, yağ ve tehlikeli maddelerin tehlike oluşturmayacak şekilde depolanması gibi çeşitli özellikler ile ilgili olabilir.

- Çok maksatlı arazi kullanımları

Arazi kullanımı planlamasında taşkın riski ile başa çıkmada karşılaşılan ikilemlerin çözümü açısından çok maksatlı arazi kullanımları önemli rol oynamaktadır. Çokça rastlanan çok maksatlı arazi kullanımı örnekleri arasında su depolama alanlarının rekreasyon (yerleşim olmayan) maksatlı kullanımı yer almaktadır. Bununla birlikte taşkına uyumlu evler de (yükseltilmiş yapılar gibi) kullanımı artmakta olan yöntemlerdendir. Benzer şekilde taşkın ayları dışında taşkın alanlarının tarım maksatlı kullanımı da taşkına maruz kalan gelişmekte ülkelerde kullanılmakta olan yöntemlerden biridir.

8. Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı

Taşkınlar önceden tahmin edilebilir afetlerdendir. Bu sebeple tahmin ve erken uyarı sistemleri taşkın yönetiminde kullanılmakta olan, can ve mal kayıplarını önlemek açısından önemli tedbirlerdendir.

Hidrometeorolojik verilerin ve meteorolojik tahminlerin yanı sıra toprak nemi, buharlaşma, kar erimesi vb. birçok faktörü girdi olarak kullanarak hidrolojik modeller aracılığıyla gelebilecek debinin ve söz konusu debiye göre taşkının yayılma alanlarının tahmin edilmesine ve buna dayanarak erken uyarıların gerçekleştirilmesine dayanmaktadır. Sistemin avantajı taşkının önceden tahmin edilmesine ve hazırlık yapılabilmesine imkan vermesidir. Tahmin, günler öncesinden yapılabilmekle birlikte, tahmin yapılacak tarih yakınlaştıkça  tahminin tutarlılığı artmaktadır.

 

Kaynak:

SYGM    (2017) TAŞKIN YÖNETİMİ  T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Su Yönetimi Genel Müdürlüğü. Ankara 2017.

 

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış