Taliban, Kuş Tepe Sulama Kanalı ile Amu Derya’nın Su Paylaşımı Denklemini Değiştiriyor.
- 11.04.2024
- Yazar:Dursun Yıldız
- (0) Yorum
- 959
Taliban, Kuş Tepe Sulama Kanalı ile Amu Derya’nın Su Paylaşımı Denklemini Değiştiriyor.
Dursun Yıldız
Hidropolitik Uzmanı
Hidropolitik Akademi Başkanı
11 Nisan 2024
PDF version
Özet
Makale, Taliban'ın Qosh Tepa Kanalı projesini uygulamasının Amu Derya'nın su paylaşım denklemini ve bunun bölge üzerindeki etkisini nasıl değiştirdiğini inceliyor. Kanalın inşasıyla Afganistan'ın su kaynaklarının artırılması ve uluslararası topluma bir mesaj verilmesi amaçlanıyor. Amu Darya Nehri'nden su çekerek tarımsal üretimi artırmaya ve böylece bölgesel su dinamiklerini yeniden şekillendirmeye yönelik stratejik bir çabayı temsil ediyor. Afganistan daha önceki bölgesel su anlaşmalarında yer almamasına rağmen bu proje aracılığıyla su haklarını savunmayı amaçlıyor. Taliban yönetimi, projenin hızlı bir şekilde tamamlanması için aktif olarak baskı yapıyor ve projenin bölgesel su politikalarını önemli ölçüde etkileme potansiyelini vurguluyor. Ancak projenin su dağıtımı üzerindeki etkileri nedeniyle komşu ülkelerle olası gerginliklere ilişkin endişeler artıyor. Sonuç olarak makale, Qosh Tepa Kanalı projesinin getirdiği gelişen dinamikleri ele almak için bölgesel su diplomasisinin yeniden değerlendirilmesini önermektedir.
Anahtar Kelimeler: Kuş Tepe Kanalı, Taliban, Amu Derya Nehri ,Orta Asya da su sorunları,
Giriş
Amu Derya ( Ceyhun) Nehri Siri Derya Nehri ile birlikte (Seyhun )Orta Asya ülkelerinin su güvenliği açısından büyük öneme sahip sınıraşan nehirlerdir. Bu nehir havzalarında kıyıdaş olan ülkelerden Kırgızistan, Tacikistan , Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan, SSCB’nin dağılmasından sonra 1992 yılında imzalanan Almatı anlaşmasıyla SSCB dönemindeki kotaların korunmasına karar vermiştir. Bu anlaşmaya göre Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan; Amu Derya suyunun önemli bir kısmını ortaklaşa kullanmayı kabul etmiştir. Ancak Afganistan bu imzacı ülkeler arasına davet edilmemiş ve dolayısıyla anlaşmada yer almamıştır.
Afganistan'ın Amu Derya sularını kullanım haklarını belirleyen tek uluslararası belge SSCB ile 1946 yılında yaptığı anlaşmadır. Bu anlaşmaya göre Afganistan, yılda 9 milyar m3 su kullanma hakkına sahip olmuştur. Ancak 1970'li yıllardan bu yana Afganistan'daki iç karışıklıklar ve iç savaşlar nedeniyle bu nehirden yılda ancak 2-5 milyar m3 arasında bir su çekilebilmiştir. Afganistan’ın geliştirdiği birçok tarımsal sulama projesi beklemektedir.
Bugüne değin Orta Asya’daki sınıraşan suların paylaşımının ele alındığı birçok uluslararası raporda ve makaledeki havza ülkelerini gösteren haritalarda Afganistan yer almamıştır. Ancak Afganistan Amu Derya nehri havzasında yer alan ve bu nehrin toplam yıllık akışına %27,5 oranında katkı koyan bir ülkedir.
Amu Derya’nın Hidrolojisi ve Su Tahsisleri
Bölgenin iki büyük nehrinden biri olan Amu Derya, Tacikistan Kırgızistan ve Afganistan'da Pamir dağlarındaki karlardan ve buzullardan beslenip Karakum Çölünü geçip 2574 km lik bir yol katedip Aral Gölü’ne ulaşmaktadır.Bu yolculuğu boyunca Amu Derya Nehri 5 ülkenin sınırlarından geçmekte ve sınır oluşturmaktadır. Bu ülkeler Türkmenistan , Özbekistan, Kırgızistan , Tacikistan ve Afganistan'dır. Amu Derya, Afganistan ile Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan arasında 1.800 km'lik bir ortak sınır çizgisi oluşturmaktadır(5).
Amu Derya üç farklı ülkeden kaynaklanan 3 ana nehir tarafından oluşturulur(Şekil 1). Bunlar Afganistan'daki Panj nehri (Pamir ve Wakhan nehirleri), Afganistan'dan kaynaklanan ve Sarez Gölü'ne akan Murghab (Barttang) Nehri ve Kırgizstan'dan kaynaklanan Vakhsh ( Kızılsu Nehri) ile Tacikistan'dan doğan Muksu Nehri dir (1).
Amu Derya nehrinin suları daha çok kar erimelerinden oluşmaktadır. Nehrin yıllık su potansiyeli 45 milyar m3 ve 100 milyar m3 arasında değişmektedir. Literatürde nehrin su havzası ve yıllık ortalama su potansiyeli konusunda farklı değerler verilmektedir. Literatürün birçoğunda Amu Derya’nın uzun yıllar akım ortalaması 80 milyar3/yıl olarak alınmaktadır.(1). Kamil (2) Amu Derya’nın maksimum yıllık akımını 108 milyar m3/yıl minimum yıllık akımını 47 milyar m3 /yıl uzun yıllar ortalama akım değerini ise 75 milyar m3 /yıl olarak vermektedir. (2).Aynı yayında Amu Derya’nın toplam drenaj alanı ise 309 000 km2 olarak verilmiştir. Bu alanın %74’ü Tacikistan’da, %13’ü Afganistan’da, %8,5’uğu Özbekistan’da, %2’si Kırgızistan’da, %1,7’si Türkmenistan’da bulunmaktadır.
Şekil 1.Amu Derya Nehri Havzası
BM Gıda ve Tarım Örgütü Raporunda (1) Amu Derya havzasındaki ülkelerden Tacikistan’ın toplam yıllık akışa katkısı 50 milyar m3 ile %62,5 olarak yer almaktadır. Afganistan’ın katkısı ise 22 milyar m3 ile % 27,5 olarak verilmiştir. Raporda diğer kıyıdaş ülkelerden Özbekistan’ın katkısı ise yılda 5 milyar m3 (%6,3),Kırgızistan’ın ve Türkmenistan’ın 1,5 ar milyar m3 ile % 1,9 olarak görülmektedir.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun bir diğer Raporunda Amu Derya’nın yıllık ortalama akımı 78,46 km3 olarak yer almakta ve bunun 59,45 km3’ü Tacikistan’dan,11,7 km3’ü Afganistan’dan (%15), 4,7 km3’ü Özbekistan’dan, 1,93 km3’ü Kırgızistan’dan,0,68 km3’ü Türkmenistan’dan kaynaklanmakta olduğu belirtilmektedir.(12).
Amu Derya’da 1987 Taşkent Anlaşmasına göre yıllık ortalama akımın büyük bölümü Özbekistan ve Türkmenistan’a tahsis edilmiştir. Bugün bu suyun %47’sini Özbekistan, %33,ünü Türkmenistan, %11’ini Tacikistan, % 2’sini Kırgızistan kullanmaktadır. Bu anlaşma ’da yer almayan Afganistan Amu Derya’nın yıllık suyunun sadece % 7’sinden faydalanmaktadır (2). Bu oranlar diğer bazı yayınlarda ise bu verilere yakın değerler olarak yer almaktadır (1).
Yine 1992 yılında kurulan Orta Asya'daki Devletlerarası Su Koordinasyon Komisyonu (ICWC), bölgesel su politikasının belirlenmesinden ve su çekme limitlerinin onaylanmasından sorumludur. Amu Derya Havza Su Örgütü (BWO Amu Derya) ise havzadaki suyun tahsisini yönetmektedir(11).
Buna göre mevcut su tahsisi, Afganistan'ın 2,1 milyar metreküplük su çekimi hariç nehirden toplam 61,5 milyar metreküplük su çekimi yapılması dikkate alınarak belirlenmiştir. Bu durumda Amu Derya’dan Kırgızistan %0,6, Tacikistan %15,4, Özbekistan yüzde 48,2 ve Türkmenistan ise yüzde 35,8. oranında su çekecektir(11).
Sulanan alanlar
Amu Darya ile sulanan toplam alanının 6 milyon hektar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bunun 1,15 milyon hektarı Afganistan’da 2.3 milyon hektarı Özbekistan’da 1,7 milyon hektarı Türkmenistan’da , 0.5 milyon hektarı Tacikistan’da 0,1 milyon hektarı ise Kırgız Cumhuriyeti'nde yer almaktadır (2).
Türkmenistan’ın Karakum Kanalı
Türkmenistan'ın en büyük ve en önemli yapay su yolu Kara Kum kanalıdır. Bu kanal 1950'li yıllarda inşa edilmiş olup 1.300 km uzunluğu ile dünyanın en uzun kanalıdır. Kanal kapasitesi 630 m3/sn'dir. Kanalın Amu Derya üzerindeki girişi, nehrin Özbekistan'dan Türkmenistan'a girişinin hemen sonrasındadır. Kara Kum kanalı, Amu Darya, Murghab ve Tedzhen nehirlerini entegre bir su yönetim sisteminde birleştirmektedir.Bu kanal ülkenin yoğun nüfuslu güneyine su sağlamakta ve 1,2 milyon hektardan fazla alanı sulamaktadır. Aşkabat'a ve güneydeki vahalara su getiren kanala her yıl Amu Darya'dan 10–12 km3 su çekilmektedir. (1,4).
Afganistan’ın Kuş Tepe Kanalı
Bu sulama kanalı önerisi ilk olarak 1970'lerde Muhammed Davud Han'ın başkanlığı döneminde ortaya atılmıştı. Ancak Sovyetlerin Afganistan'ı işgali ve ardından ülkedeki iç savaşların yol açtığı siyasi ve ekonomik istikrarsızlık projenin uzun dönem ertelenmesine yol açmıştır. Yaklaşık 40 yıl sonra Eşref Gani yönetimindeki önceki Afgan hükûmeti, kanalı yeniden inşa etme girişimini gündeme getirmişti. Ancak Gani hükûmetinin düşmesinin ardından, Kuş Tepe Su Kanalı projesinin inşaatına Mart 2022'de Taliban tarafından başlanmıştır(5).
Afganistan’ın Jawzjan eyaletindeki Qosh Tepa bölgesinin adını taşıyan Kuş Tepe (Qosh Tepa) Sulama Kanalı, 285 km uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde ve 8,5 m derinliğinde projelendirilmiştir(9). . Saniyede 650 metreküp su taşıma kapasitesine sahip olması planlanan (10) ve üç aşamadan oluşan projenin 108 km uzunluğundaki ilk etabı, Amuderya Nehri’nden başlamakta ve Belh vilayetinin Dawlatabad ilçesine ulaşmaktadır. Belh’deki Dawlatabad’dan başlayarak, Jawzjan vilayetinin Aqchi ilçesinden geçerek Faryab vilayetinin Andhoy ilçesine ulaşan ikinci etap ise 177 km uzunluğa sahiptir. Üçüncü adım ise tarla içi kanallarının inşasını içermektedir.(8).(Şekil 2,3).
Şekil 2 .Kuş Tepe Sulama Kanalı güzergahı
Kuş Tepe Sulama Kanalı'nın, Afganistan Ulusal Kalkınma Şirketi tarafından yaklaşık 666,8 milyon dolar maliyet ile beş yılda tamamlanması planlanmaktadır (5,9).
Taliban yönetimi 550 000 hektarlık araziyi sulaması planlanan kanalı bir an önce tamamlamak istemektedir. Bu nedenle Afganistan Ulusal Kalkınma Şirketi'nin gözetimi altında 200 den fazla alt yüklenici 5500 kişi 120 ayrı noktada 3300 dan fazla iş makinası ile çalışmaktadır. Uydu fotoğrafları 2022 Nisanından 2023 Şubat ayına kadar100 km den fazla kanal kazısı yapıldığını göstermektedir.
Fizibilite çalışmaları eski Amerikan destekli Afgan hükümeti tarafından USAID yardımı ile gerçekleştirilen kanalı 2021 de tekrar yönetime gelen Taliban öncelikli ve çok hızlı bir şekilde yürütüyor. Projenin 100 km lik ilk etabının 91 milyon $’lık finansmanı Afganistan tarafından karşılanıyor. Sonraki iki aşama için, Dar-e-Soup madenlerin satışından fon sağlanması planlanmaktadır.
Şekil 3 Kuş Tepe Kanalı
Taliban’ın Uluslararası Tanınma Sorunu
Afganistan’da 1996-2001 yılları arasındaki ilk Taliban yönetimi, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından tanınmıştı. 2021 yılında ABD’nin çekilme sürecinde Taliban’ın yönetimi ikinci kez ele geçirmesi sonrasında Taliban’ı tanıyan bir devlet bulunmamaktadır . Ayrıca Taliban hareketinin ülke içinde tam olarak otoritesini tesis ettiğini söylemek de zordur. Bu da Taliban için iç ve dış meşruiyet sorununu doğurmaktadır
Taliban hem içerideki hakimiyetini güçlendirmek hem de ülke dışına bir mesaj verebilmek için Kuş Tepe Sulama kanalı gibi stratejik bir projeyi kendi mali imkanlarıyla devam ettirme kararı almıştır.
Taliban, böylece ülke kalkınmasında kendi kendine yeterliliği öne çıkarmaya ve dış desteğe ihtiyaç duyulmadığı mesajını vermeye çalışmaktadır. Taliban’ın bu kanal aracılığıyla en azından bölge ülkelerini uluslararası ilişkilere zorladığı da düşünülebilir. Aslında Taliban yönetimi, neler yapabileceğini göstererek kalıcı bir ülke yönetimi vizyonu ve anlayışı yaratmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda ekonomik koridor gibi bölgesel projelerde yer alabileceğini ve isteyen ülkelerle ülke içi ve ülke dışındaki projelerde işbirliği yapabileceğini göstermeyi de amaçlamaktadır
Bu Çin ve Rusya gibi kendisiyle ilişki kurma potansiyeli taşıyan ülkelere Afganistan’daki bazı projelere ortak olma altyapısı da hazırlamaktadır.
Çin, Taliban’ın yönettiği Kabil’e Eylül 2023’te büyükelçi ataması gerçekleştirmiş,Ocak 2024’te ise Taliban, Pekin’e bir büyükelçi atamıştır. Bu durum taraflar arasındaki ilişkilerin önemli ölçüde gelişmekte olduğunun işareti olarak alınabilir.Zira ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonraki süreçte Afganistan’ın Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na (CPEC) dahil edilmesi konuşulurken daha sonra enerji de dahil olmak üzere çeşitli anlaşmalar imzaladıkları bilinmektedir.
Ocak 2023'te, Sincan Orta Asya Petrol ve Gaz Şirketi (diğer adıyla CAPEIC), Amu Darya havzasının kendi tarafında petrol çıkarılması için Afganistan'daki Taliban hükümetiyle 720 milyon dolarlık dört yıllık bir yatırım anlaşması imzalamıştır(7). Anlaşmada, 25 yıllık dönem boyunca Afgan hükümetine yüzde 15 oranında royaliti hakkı verilmesi yer almaktadır. Ayrıca Çinlilerin bu havzayı dünyanın üçüncü büyük potansiyel gaz sahası olarak görmesi ilişkilerin artabileceğine bir işaret olarak değerlendirilmeldir. (6).
Çin'in Sincan Orta Asya Petrol ve Gaz Şirketinin , Afganistan'daki Taliban yönetimi ile Ocak 2023'te anlaşma imzalayarak Afganistan'ın Amu Derya havzasında petrol araması, bunun yanı sıra Çin’in Mes Aynak ve Amu Derya’da madencilik ve enerji projelerini tamamlamak istemesinin önümüzdeki süreçte bölgedeki su sorununa doğrudan ve dolaylı etkileri olacaktır.
Amu Derya’nın Sınıraşan Su Anlaşmaları ve Hidropolitiği
Afganistan ve SSCB arasında 1946 yılında imzalanan ilk anlaşma ile Afganistan'ın Panj Nehri'nden 9 km3'e kadar su kullanma hakkına sahip olduğu belirlenmiştir. . Amu Darya sınıraşan suyunun kullanımı ve kalitesi ile ilgili ikinci uluslararası anlaşma 1958'de imzalanmıştır.1963'ten sonra, iki ülke arasındaki ilişki yavaş yavaş kötüleşmiş, 1979'dan 1989'a kadar süren SSCB istilası Afganistan'da bütün dengeleri değiştirmiştir.
.SSCB 1989'da Afganistan'dan çekilmiş ve 1991'de dağılmıştır. Ancak bu istila Afganistan’da etnik çatışmalar ve Taliban'ın yükselişi gibi derin etkiler bırakmıştır
Bu dönemde içinde bulunduğu çatışmalar nedeniyle Afganistan bu anlaşmaların hiçbirine davet edilmemiş ve bu anlaşmalarda taraf olmak için bazı çabalarından da sonuç alamamıştır.
1970'lerde Afganistan, Amu Darya’nin su paylaşım anlaşmasını müzakere etmek için çaba sarf etmiş ancak Nisan 1978'de onlarca yıl süren huzursuzluğa yol açan darbeler nedeniyle sonuç alamamıştır. Benzer şekilde, Afgan hükümeti Birinci Taliban yönetimi sonrasında komşu ülkelerle işbirliği yapmaya çalışmış ve bu çabaları veri paylaşımı bilgi aktarımı konularında imzalanan mutabakat zabıtları ile sonuçlanmıştır.
2007 yılında, Afganistan ve Tacikistan arasında 1958 anlaşmasına atıfta bulunarak, ortak su kaynağı geliştirme projeleri alanında işbirliği için bir Mutabakat Zaptı imzalanmıştır.
Benzer şekilde, 2010'da Afganistan ve Tacikistan arasında içme suyu sağlanması konusunda bir protokol, 2014'te ise başka bir mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bu mutabakat zaptı ile Afganistan ve Tacikistan'ın düzenli ve ücretsiz olarak hidrolojik veri ve bilgi alışverişi yapması kararlaştırılmıştır(2) Ancak Orta Asya’da su işbirliği konusunda imzalanan tüm anlaşmalarda olduğu gibi , Tacikistan ile Amu Derya nehrinde bilgi alışverişi ve işbirliği konusundaki mutabakat zabıtları ve anlaşmalar yürürlükte olsa da, taraflar bu anlaşmaların uygulanması için çok az somut eylemde bulunmuştur.(2).
Sonuç ve Değerlendirme
Amu Derya Havzasında Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan bugüne kadar su konusunda temel aktörler ,İran ve Afganistan ise ikinci dereceden aktörler olarak görülmekteydi. Ancak uzun süren işgal ve iç savaşlar nedeniyle bölgedeki su işbirliği ilişkilerinde yer almayan Afganistan’ın ikinci Taliban yönetimi tarafından alınan Kuş Tepe Kanalı Projesini uygulama kararı bu durumu değiştirmiş gözüküyor.
Afganistan tarımsal üretimini arttırmak için Amu Derya Nehri’nin sularından faydalanmak istemektedir. Burada Amu Derya nehrinin suların katkısı üzerinden bir yaklaşım geliştirerek daha fazla su kullanma hakkı olacağını düşünmektedir.
Çünkü Amu Derya havzasındaki ülkelerin nehre katkısı ve kullanımları çok eşitsizdir. Örneğin Türkmenistan’ın bu nehre katkısı sadece %2 civarında olmasına rağmen bu ülke Amu Derya’nın suyunun yaklaşık %33’ünü kullanmaktadır .Bu nedenle bu havzada ülkelerin su kaynaklarına katkı ve kullanımları açısından SSCB dönemi uygulamalarından gelen çok eşitsiz bir durum mevcuttur. Ayrıca geçmişte Afganistan'ın bölgesel su paylaşımı ,su yönetim anlaşmaları ve organizasyonlarında yer verilmemesi bu havzada Afganistan’ın su haklarını gölgede bırakmıştır. Bunun yanısıra diğer havza ülkeleri tarafından yapılan anlaşmalar Afganistan için ne hak ne de bir yükümlülük yaratmamaktadır. Bu nedenle Afganistan'ın bu anlaşmalar kapsamındaki su tahsisi kotalarını uygulamak zorunda olmadığı şeklinde bir sonuç da doğmuştur.
Uluslararası su hukuğunda yer alan sınıraşan suların kıyıdaş ülkeler arasında eşit ve makul kullanımı (equitable and reasonable use) yaklaşımı bu havzada uygulanabilmiş değildir.
Halen sınıraşan ve sınıroluşturan özelliğe sahip Amu Derya’nın suyu aşağı havzada çok büyük miktarda ve eşitsiz şekilde kullanılmaktadır. Bu eşitsiz su kullanımının Türkmenistan ve Özbekistan tarafından bir kazanılmış hak olarak savunulması uluslararası hukuğun kıydaş ülkelere önemli zarar vermeme ilkesini de ihlal etmektedir. Sınıraşan bir su üzerinde su potansiyelini erken geliştiren ülkeler, birçok nedenden ötürü bu potansiyeli geç geliştirmek zorunda kalan memba ülkelerinin gelecekteki kullanımına önemli zarar vermemek için eşit bir yükümlülüğe sahip olmalıdır.
Bu gelişmeleri değerlendiren Afganistan yönetimi Kuş Tepe Sulama Kanalı ile Türkmenistan’ın Karakum Kanalı’na benzer bir proje oluşturup bu konuda bir emsal üzerinden sulama haklarını elde etmeyi planlamış görünmektedir.
Afganistan’ın Kuş Tepe Su Kanalı inşaatına başlaması aşağı havza ülkelerinde tedirginlik yaratmış ve bazı Özbek uzmanlar tarafından ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak değerlendirilmiştir. Özbek hükûmeti, bu proje ile ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerini en aza indirmek için Taliban'a Kuş Tepe Su Kanalı’nın inşasına katılmayı teklif etmiştir. Özbekistan bu kanalın inşasına katılarak suyun kontrolü için bir pozisyon elde etmek istemiştir. Türkmenistan ise bu kanalın inşasına henüz resmî bir tepki göstermemiştir. Ancak Türkmen teknikerler bu kanalın inşasının bir felaket olacağı açıklamasını yapmıştır.
Kuş Tepe Sulama Kanalı ile çekilecek olan suyun ayrı bir depolama tesisi yoktur. Bu su 277 km lik ana kanalda depolanıp kullanılacaktır. Bu kanalda 20,5 milyar m3 su depolanması planlanmıştır(11).
Sulama için kullanılacak su miktarı ile ilgili Taloqan Nehri Havzası'ndaki ürün deseni dikkate alınarak bir tahmin yapılabilir. Bu tahminde ürün deseni yıllık buğday - pirinç rotasyon ekimi için yapılıp su iletim kayıpları %70 ve sulama randımanı % 60 olarak alınabilir. Ayrıca mahsul suyu gereksinimleri için, FAO iklim bilgi aracını kullanıp yerel iklim ve toprak koşulları dikkate alınıp , brüt sulanan alanı 800'000 ha (kış buğdayı için 400.000 ha ve pirinç için 400 000 ha) olarak kabul edebiliriz. Bu varsayımsal senaryoda kanal potansiyel olarak Afganistan bölgesinde üretilen neredeyse tüm akışı veya nehirdeki toplam ortalama suyun % 30'unu kullanabilecektir. Bu durumda kanaldan bir yılda 15,4 milyar m3 sulama suyu çekilecektir (11).
Bu senaryo Afganistan’ın Amu Derya suyundan en fazla yararlanmak istemesi durumu için bir senaryo olup bir yılda iki ürün üzerinden su kullanımını dikkate almaktadır. Ancak bu senaryoya yönelik bir sulama programının uygulanması şimdilik zor görünmektedir.
Projenin tamamlanması durumunda Afganistan ilk etapta kanalda 20,5 milyar m3 su biriktirecektir. Ancak her yıl bu suyun ne kadarını ve hangi mevsimde kullanacağını seçilen ürün deseni ve tarım planlaması belirleyecektir. Seçilecek ürün desenine göre, bu su kış döneminde çekilip biriktirilebilir. Böylece Özbekistan ve Türkmenistan tarafından kullanılacak sulama suyunun azalmasına neden olmayacak bir sulama işletmesi planlanabilir.
Şekil 4.Kuş Tepe Kanalı inşaatı
Kuş Tepe Sulama Kanalı’nın inşasının tamamlanması ve planlanan 550 000 hektarlık alanın sulanmasının tam olarak geliştirilmesi uzun zaman alacaktır(Şekil 4).. Sulama Kanalı inşasının 2028 yılında biteceği açıklanmıştır. Bu durumda sulama için Amu Derya’dan çekilecek olan su tarla içi kanalları yapılıp sulanacak olan arazinin artması ile peyderpey artacaktır.
Bu bölgedeki sulamanın tam gelişmesi durumunda kullanılacak olan su miktarı veya çekilecek suyun verimli kullanılıp kullanılmayacağı Amu Derya su denklemini yeniden belirleyecek en önemli parametreler olacaktır.
Ancak her durumda bu proje şimdiden Amu Derya nehrindeki statükoyu ve su denklemini değiştirmeye aday bir proje olarak ortaya çıkmıştır. Amu Derya’dan çekilecek olan su miktarının dışında bu proje aynı zamanda Afganistan ile Çin arasında yeni işbirlikleri kurulması imkanını da sağlayacak bir özellik taşımaktadır. Proje bu özelliği ile Amu Derya nehrinin hidropolitiğine Afganistan’ın da etkili bir aktör olarak dahil olma sürecini başlatacaktır.
Yukarda açıklanan nedenlerle Kuş Tepe Kanalı inşaatı devam ettikçe, Orta Asya ülkeleri mevcut su paylaşım anlaşmalarını daha esnek bir anlayışla gözden geçirip yeniden düzenlemelidir. Rogun Barajı ve Kuş Tepe Kanalı projeleri Amu Derya havzası ve Orta Asya ülkeleri arasında gerilime değil yenilikçi bir su diplomasisi sürecinin başlatılmasına vesile olmalıdır.
Yararlanılan Yayınlar
[1] Walter Klemm and Sayed Sharif Shobair (2011) FAO Report -The Afghan Part of Amu Darya Basin Impact of Irrigation in Northern Afghanistan on Water Use in the Amu Darya Basin .available at https://unece.org/fileadmin/DAM/SPECA/documents/ecf/2010/FAO_report_e.pdf
[2] Kamil, I. (2021). Afghanistan, the Amu Darya Basin and Regional Treaties. Chinese Journal of Environmental Law, 5(1), 37-62. https://doi.org/10.1163/24686042-12340063
[3] USAID Key Project Results Regarding the Current and Future Challenges in the Amu Darya Basin. http://www.cawater-info.net/projects/peer-amudarya/key_findings_e.htm
[4] Orlovsky, N. & Orlovsky, L. After 2002. Water resources of Turkmenistan: use and conservation.
[5] Yasir Rashid (2023) Afganistan’ın Su Diplomasisi: Kuş Tepe Su Kanalı.İRAM 13.06 2023. https://www.iramcenter.org/afganistanin-su-diplomasisi-kus-tepe-su-kanali-2387
[6] SEIBT, Sébastian (10 January 2023). "Pourquoi la Chine se laisse tenter par le pétrole des Taliban" (in French). France24.
[7] "Afghanistan's Taliban administration signs oil production deal with China". Verdict Media Limited. Offshore Technology. 6 January 2023.
[8] Tolibon Hukumati Amudaryodan Qo’shtepa Nomli Mega Kanal Loyihasini Boshlamoqda (10/12/2022)”, Umirdinov, https://umirdinov.com/tolibon-hukumati-amudaryodan-qoshtepa-nomli-mega-kanal-loyihasini-boshlamoqda-10-12-2022/, (Erişim Tarihi: 04.04.2023).
[9] Canal Project to Employ 200,000 People”, Tolo News, https://tolonews.com/afghanistan-177337, (Erişim Tarihi: 04.04.2023).
[10] “Qush Tepa Canal to be Completed Before Scheduled Date”, Pajhwok, https://pajhwok.com/2022/08/09/qush-tepa-canal-to-be-completed-before-scheduled-date/, (Erişim Tarihi: 04.04.2023).
[11] Tipping the Scales: The Future of the Amu Darya River Amidst Agricultural Ambitions July 27, 2023 https://www.hydrosolutions.ch/projects/tipping-the-scales-the-future-of-the-amu-darya-river-amidst-agricultural-ambitions
[12] FAO. 2012. AQUASTAT Transboundary River Basin Overview – Aral Sea. Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO). Rome, Italy
[13] YILDIZ Dursun, 2011 a Orta Asya'nın Stratejik Suları. Truva Yayınları.2011 İstanbul
[14] YILDIZ Dursun, 2011 b Orta Asya'nın Saatli Bombası: Su Sorunu. Truva Yayınları.2011 İstanbul
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın