ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

 Gazze’nin  Akdeniz’deki Doğalgaz Yatakları Neden Geliştirilemedi ?

 Gazze’nin  Akdeniz’deki Doğalgaz Yatakları Neden Geliştirilemedi ?

Dursun Yıldız

Hidropolitik Akademi Direktörü   

18 10 2023

7 Ekim 2023 Cumartesi günü Hamas  “El-Aksa Operasyonu” nu başlattı. Aynı gün, Netanyahu “savaşa hazır olma durumu” olarak adlandırdı ve savaş ilan etti.

 “El-Aksa Operasyonu” “sürpriz bir saldırı” mıydı? Yoksa İsrail’in beklediği  birşeyler mi oldu?

“El-Aksa Operasyonu”   özellikle Gazze üzerinde yeni  askeri ve siyasi hedeflere ulaşmak için   İsrail’in farkında olduğu ve özenle formüle edilmiş bir plan mıydı? .Bu sorular  sorulmaya devam edecek. Birçok uzman Netanyahu’nun 7 Ekim 2023’de  Gazze'ye karşı  savaş ilanını  2008-2009 da Gazze'yi “ Cast Operation” adı ile işgalinin devamı olarak görüyor.

 Bu son savaşın  temel hedefini, İsrail'in Savunma ( IDF) güçleri tarafından Gazze'nin açıkça askeri işgali ve Filistinlilerin anavatanlarından sınır dışı edilmesi olarak değerlendiriyor.Bu hedeflerin belirlenmesinde Gazze açık deniz alanındaki Doğalgaz rezervlerinin ne kadar etkisinin olduğu da tartışılan konuların arasında yer alıyor. Doğu Akdeniz’de keşfedilen hidro karbon rezervlerinin Doğu Akdeniz ile Orta Doğu’nun kaderlerini birleştirdiğini son kitabım olan Ateş ve Su’da(4) ele almıştım  Bu makalede  gelişmekte olan İsrail işgalinin Gazze’in açıkdeniz doğalgaz sahası ile olan ilişkisini kronolojik açıdan ve sonuçları itibariyle inceledim.

 

  

Gazze Açık Deniz Gaz Sahası

Bu saha  Gazze Şeridi kıyısından 30 km  açıkta bulunan iki doğal gaz rezerv alanından  oluşuyor. Gaza Marine One ve Gaza Marine Two olarak da bilinen bu  gaz sahaları, 1999 yılında  British Gas  Grubuna  doğal gaz sahaları için bölgeyi araştırmasına izin verdiğinde keşfedildi. Bu bölgede keşfedilen güvenilir gaz rezervinin yaklaşık 38 milyar m3 olduğu belirlendi. Uzmanlar bu doğal gazın Filistin’in 15 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacağı gibi satışından gelir elde edilmesine de imkan tanıyacağını açıklamıştı.

 

2008-2009 Gazze Operasyonları

Aralık 2008'de İsrail kuvvetleri Gazze Şeridi'ni işgal ederken bu işgalin gerekçesini  “kalıcı terörist faaliyetleri ve İsrailli  sivillere  yönelik Gazze Şeridi'nden  gelen sürekli bir füze tehdidi”ni ortadan kaldırmak olarak açıkladılar. Ancak bu operasyon Filistin’in Gazze şeridi açık denizindeki doğalgaz alanlarını da ilgilendiriyordu.

“Operasyon Cast LED” in ardından Tel Aviv, Doğu Akdeniz'deki Leviathan Doğal Gaz Alanının  keşfini açıkladı.

Bu gaz alanı,  Doğu Akdeniz’de  yaklaşık 83.000 kilometrekareyi kapsayan ve  Levantine Havzası içinde   keşfedilen en verimli alandı.Bu alan 2009 yılında keşfedilen Tamar sahası ile birlikte ele alındığında İsrail’i  ABD’li partnerleriyle birlikte (Noble Energy) tam bir enerji oyuncusu yapabilecek büyüklükteydi. (Global Research, December 30, 2013)

Ancak Gazze’ye ait  gaz alanları da bu  geniş Levant Gaz arama alanı içinde kalmaktaydı. Bu alanların da  diğer alanlarla bütünleştirilmesi birçok açıdan İsrail’in yararına olacaktı.

     

Gazze Açıklarındaki Gaz Sahalarının Geliştirilmesi

Kasım 1999'da Filistin Otoritesi ile imzalanan 25 yıllık bir anlaşma ile  British Gas (BG Grubu) ve ortağı, Atina merkezli  ve Lübnanlılara ait Consolidated Contractors International Company (CCC) şirketine bu bölgede  petrol ve gaz keşif hakları verilmişti. British Gas’ın lisansı , birkaç İsrail açık deniz gaz tesisine bitişik olan tüm Gazze  Offshore Deniz Bölgesi'ni kapsamaktaydı. Gazze   kıyı şeridindeki gaz rezervlerinin yüzde 60'ının Filistin'e ait olduğu kabul edilmekteydi. British Gas  Grubu 2000 yılında Gazze Marine-1 ve Gazze Marine-2  adlı iki kuyu açmıştı. Bu rezervlerin  yaklaşık 4 milyar dolar değerinde  yaklaşık 38 milyar m3  olduğu tahmin edilmekteydi. Bunlar British Gas tarafından  açıklanan rakamlar olup  bazı kaynaklar Filistin gaz rezervlerinin çok daha büyük olabileceğini açıklamıştı.

5 Ocak  2001 tarihli Orta Doğu Ekonomik Digest ‘da  bu sözleşmenin  gaz sahasının  geliştirilmesi ve bir boru hattının inşasını kapsadığı yer aldı. 21 Ekim 2007 tarihli İsrail’in  Haaretz  gazetesindeki haberde de   bu offshore gaz alanının geliştirilmesi haklarının  sırasıyla İngiliz Şirketine  (yüzde 60); Lübnanlı şirkete  (yüzde 30); ve Filistin Otoritesinin Yatırım Fonuna  (yüzde 10). Şeklinde olduğu yer alıyordu. Ancak 2015 yılındaki yeni bir anlaşma ile bu oranlar değişecekti.

Gazze açıklarındaki gaz alanları kime ait

Yasal açıdan bu  gaz rezervlerinin  Filistin'e ait olduğu  genel kabul görmekteydi. Ancak Yasser Arafat'ın ölümü, Gazze’de Hamas hükümetinin seçimi ve Filistin Otoritesinin güçsüzlüğü  İsrail'in Gazze'nin açık deniz gaz rezervleri üzerinde fiili kontrol kurmasını sağladı.

British Gas  Grubu,  bu gaz sahası ile ilgili olarak Tel Aviv Hükümeti ile bağlantılı kurmuş ancak  Hamas hükümetinin   gaz alanları üzerindeki hakları bypass edilmişti.

 Ariel Sharon'un 2001 yılında Başbakan olması  Filistin Gazze’nin   açık deniz gaz sahaları üzerindeki egemenliği konusunda  olumsuz bir dönüm noktası oldu  Bu konu  İsrail Yüksek Mahkemesi'nde tartışıldı. Ariel  Sharon, Gazze'nin açık deniz gaz rezervlerinin İsrail'e ait olduğunu belirterek  “İsrail'in asla Filistin'den gaz almayacağını” açıkladı.

The Independent’ın  19 Ağustos 2003 tarihli sayısında ,   “Ariel Sharon’un  British Gas Grubunun İsrail'e Gazze’nin açık denizdeki kuyularından doğal gaz sağlamasına izin verecek  ilk anlaşmayı veto ettiği” haberi yer aldı.

2006 yılında Gazze Şeridinde Hamas'ın seçim zaferi, Yönetimi Batı Şeria ile sınırlı hale gelen Mahmud Abbas'ın ve Filistin Otoritesinin elini  çok zayıflattı.

2006 yılında British Gas  “Gazı Mısır'a pompalamak için bir anlaşma imzalamaya çalışıyordu.” (Times, 23 Mayıs 2007). Ancak  İngiltere Başbakanı Tony Blair, Mısır ile yapılacak olan bu anlaşmayı engellemek amacıyla bu konuya İsrail’in çıkarları için  müdahale etti.

Ertesi yıl, Mayıs 2007'de İsrail kabinesi Başbakan Ehud Olmert'in “Filistin Otoritesinden gaz satın alma” önerisini onayladı. Önerilen bu sözleşme 4 milyar dolardı ve 2 milyar dolarlık  karın bir milyar doları Filistin’e verilecekti.Ancak Tel Aviv'in  bu geliri  Filistin ile paylaşma niyeti yoktu. İsrail kabinesi tarafından hem Hamas hükümeti hem de Filistin otoritesi bypass edilerek  British Gas  grubuyla yeni bir anlaşma yapmak için yeni bir İsrail ekibi  kuruldu:

“İsrail savunma yetkilileri Hamas’ın kontrolündeki hükümete nakit bir ödeme yapılmaması ve  bu paranın  Filistinlilere mal ve hizmet olarak  ödenmesinde ısrar etti. Amaç aslında 1999 yılında Yasser Arafat yönetimi sırasında BG Grubu ile Filistin Otoritesi arasında imzalanan sözleşmeyi geçersiz kılmaktı.

BG  Grubu ile yapılması önerilen 2007 anlaşması uyarınca, Gazze’nin Offshore kuyularından  Filistin gazı, bir denizaltı boru hattı ile İsrail’in  Ashkelon  limanına yönlendirilecek ve böylece Filistin’in bu  doğal gazın İsrail'e satışı üzerindeki  kontrolü  önlenmiş olacaktı.

Anlaşma düştü. Görüşmeler  askıya alındı:

  “Mossad şefi Meir Dagan, bu gelirlerin teröre fon sağlayacağı gerekçesiyle bu anlaşmaya  karşı çıktı”.  İsrail’in amacı,  bu Doğal Gaz alanlarının Royality haklarının Filistin’e ödenmesini engellemekti.  Aralık 2007'de BG Grubu İsrail ile müzakerelerden çekildi ve Ocak 2008'de İsrail'deki ofisini kapattı.

Masadaki  Gazze’yi istila planı

İsrail askeri kaynaklarına göre Gazze Şeridi'nin  istila planı Haziran 2008'de uygulamaya konuldu.

“Savunma Bakanı Ehud Barak'ın İsrail Savunma Kuvvetlerine altı ay önce operasyona hazırlanma talimatı verdiği ileri sürüldü ( Haaretz, 27 Aralık 2008).Aynı ay, İsrail yetkilileri Gazze'nin doğal gazının satın alınmasına ilişkin  müzakerelere devam etmek amacıyla BG grubu ile  temasa geçti. British Gas (BG) Grubu ile müzakereleri hızlandırma kararı, Haziran ayında başlatılan Gazze'nin istilasının planlanmasıyla kronolojik olarak çakıştı. Görünüşe göre İsrail, halihazırda ileri bir planlama aşamasında olan işgalden önce BG grubuyla bir anlaşmaya varmak  konusunda  endişeliydi.

Dahası, BG grubu  ile yapılan bu görüşmeler, Ehud Olmert hükümeti tarafından askeri bir işgalin masada olduğu bilgisiyle gerçekleştirildi. BG Grubu  ve İsrailli  yetkilileri arasındaki görüşmeler, 27 Aralık'taki  bombalamaların başlamasından 2-3 ay önce, Ekim 2008'de devam ediyordu. İsrail Hükümeti o dönemde de Gazze Şeridi için yeni bir “savaş sonrası” siyasi-bölgesel düzenleme düşünmekteydi.

Kasım 2008'de, İsrail Maliye Bakanlığı ve Ulusal Altyapılar Bakanlığı, İsrail Elektrik Şirketi'ne (IEC) BG'nin Gazze'deki açık deniz imtiyazından doğal gaz satın alması için BG  Grubu ile görüşmelere başlaması konusunda  talimat vermişti. (Globes, 13 Kasım 2008). Görüşmeler devam etti ancak ilerleme sağlanamadı.

İsrail  2011'de  Gazzeye bir operasyon daha gerçekleştirdi. Gazze Deniz Gaz Sahası 1999'da keşfedilmesine rağmen aradan geçen  bu on iki yıl boyunca gaz hala  çıkartılamamıştı. İsrail  Filistinlilere ait doğalgaz sahalarının geliştirilmesini ve Filistin’in enerji güvenliğinin sağlanmasını sürekli olarak engelliyordu.

2014 yılında İsrail Hamas’a karşı beşinci Gazze operasyonunu gerçekleştirdi.

2015'in başlarında Gazze Deniz Gaz Sahası, keşfedilmesinden on altı yıl sonra da  hâlâ geliştirilmemişti. 2015 ortalarında Filistin Yönetimi, Gazze Deniz Gaz Sahasını geliştirmek için British Gas ile müzakerelere yeniden başladı ve şirkete verdiği münhasır hakları iptal etti. Filistin Yatırım Fonu gaz sahalarındaki hissesini yüzde 10'dan yüzde 17,5'e çıkardı. Consolidated Contracting Company gaz sahalarında %27,5 hisseye sahipti. 2016 yılının Nisan ayında Shell, British Gas'ın Gazze gaz sahalarında sahip olduğu %55 hisseyi devralarak British Gas'ı satın aldı.  

Bir diğer deyişle İsrail’in Gazze deniz sahasındaki gazın geliştirilmesine müsaade etmemesi ve engel çıkarması üzerine British Gas sahadaki hissesini 2016’da Shell’e satmıştı. Daha sonra , Shell de Filistin ve İsrail hükümetleri arasında sahanın kullanımı konusundaki belirsizlik ve sahanın geliştirilmesi konusunda netlik bulunmamasından dolayı 2017’de konsorsiyumdan çıkma talebini Filistin tarafına iletmişti.

Shell'in 2018 yılında sahadaki hissesinden vazgeçmesinden bu yana Filistin Yatırım Fonu, hisseleri devralacak yeni bir yabancı grup arayışına girmiş ve 2021 yılında Mısır'ın devlete ait gaz şirketi EGAS ile görüşmelere başlamıştı.

Bu dönemde İsrailli yetkililer , Hamas'ın 2014/2015'ten bu yana elinde tuttuğu iki İsrailli sivili ve iki İsrail Savunma Kuvvetleri askerinin cesetlerini iade etmesi konusunda bir ilerleme kaydedilene kadar hükümetin gaz  sahasının gelişimini engelleyeceğini açıkladı

Şubat 2021'de hem Mısır hem de Filistin Yönetimi (PA), Gazze Şeridi açıklarındaki Gazze Deniz sahasının geliştirilmesine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı.Mutabakata göre Mısır Doğal Gaz Holding Şirketi (EGAS), Akdeniz'den doğal gazı çıkarıp Filistin bölgelerine nakletmeye yönelik bir anlaşma üzerinde Filistin Yönetimi ile birlikte çalışacaktı. Ancak bu anlaşmada İsrail tarafı olmadığı için ilerleme kaydedilemedi.

Mısır’ın İsrail’in Gazze doğalgazı üzerine koyduğu 21 yıllık ambargoyu kırıp  Filistin’e yardım için  üstlenmeye çalıştığı barışçıl  rol de  işe yaramadı.  

Ancak 16 Haziran 2023 tarihinde yani bundan 4 ay önce  İsrail hükümeti  yaptığı açıklamada, Gazze Marine açık deniz gaz sahasını geliştirmek için ilgili bakanlıklarına Mısır ve Filistin Yönetimi (PA) ile işbirliği yapmaları için ön onay verdiğini duyurdu.

Bazı uzmanlar bu gelişmeyi şöyle yorumladı “Bunlar, Filistinlilere uzun vadeli ekonomik destek sağlayabilecek ve bölgesel normalleşmenin genişletilmesi olasılığını artırabilecek türden büyük projeler. Ancak Mısır'ın tüm taraflara hatırlatması gerektiği gibi, projenin başarısı İran destekli Gazze merkezli teröristlerin eylemlerine bağlı olacak."

Ancak  bu duyuru da daha önceki açıklamalar gibi hiçbir sonuç oluşturmadan  başlayan savaş nedeniyle yürürlükten kalktı.

Gazze ve Enerji Jeopolitiği

Gazze'nin işgali, diğer askeri ve siyasi amaçlarının yanısıra İsrail’in bu bölgedeki  gaz alanlarını tam kontrol altına alma amacına da yöneliktir.

İsrail’in Gazze şeridinde askeri ve siyasi hedefleri tam olarak ortaya çıkmamış olsa bile bu gelişmeler sadece Gazze şeridinin değil  tüm Filistin’e  ait doğal gaz rezervleriyle ilgili bazı   sonuçlar da doğuracaktır.

İsrail başlattığı bu savaşın sonunda  Gazze Şeridinde  yeni  bir bölgesel idari düzenlemeye gidebilir. Ayrıca eline geçen bu fırsatı kullanarak  tüm Gazze sahil şeridini askeri kontrol altına da alabilir.  Dolayısıyla Gazze’nin açık deniz alanlarındaki egemenliğini sonlandırıp Filistin gaz sahalarına el koyup bu rezervleri kendi gaz alanları ile birleştirebilir.

Bu bölgede yer alan  açık deniz tesisleri, Kızıl Deniz'de bir petrol boru hattı terminali olan Eilat limanına ve  Aşkelon ve Hayfa limanları üzerinden Türkiye ile görüşmeleri yapılacak olan  İsrail'in enerji taşımacılığı koridoruna bağlantılıdır. Burada öngörülen şey, İsrail'in Trans-İsrail Eilat-Ashkelon boru hattını Ceyhan Terminali  üzerinden Bakü Tiflis Ceyhan ( BTC) boru hattına bağlamaktır.

 

 

Sonuç ve Değerlendirme

2006 yılında Hamas’ın Gazze’de seçimle yönetime gelmesinden sonra 2007 yılından itibaren , İsrail tarafından Gazze ablukaları sıkılaşmış ve 5 kez tekrarlanan askeri operasyonlar başlatılmıştı. Bu dönemde  Gazze Şeridine siyasi tecrit artmış ve   böylelikle Gazze sahilindeki  doğalgazın  üretimi ve Filistin’in bundan yararlanması  engellenmiştir.  Ayrıca  bu süreçte  Filistin’in doğalgaz üzerindeki egemenlik hakkı da tartışmalı hale getirilmiştir.  

İsrail 1999 yılında gazın keşfinden bu yana  izlediği politika ile Filistin’in Gazze açık denizindeki doğal gaz haklarından yararlanmasını  zamana yayarak   önlemiştir.  Ancak  Filistinliler bu haklarını gündemde  tutmak için Doğu  Akdeniz Gaz  Forumu gibi çeşitli uluslararası etkinliklere katılmış ve eylemler yapmıştır. Son olarak 2022 yılının Eylül ayında Gazze Limanında düzenlenen etkinlikte  doğalgaz haklarının  gaspedilmesi protesto edilmişti.

Son 24 yılda Filistin tarafının gösterdiği çabalar  Filistin- Gazze açık denizindeki kendilerine ait doğalgazın geliştirilmesi için yeterli olmamıştır. Bir diğer deyişle İsrail, özellikle Gazze şeridinde Hamas’ın yönetime geçmesinden  sonra Gazze açık deniz doğalgaz yataklarının geliştirilmesine olumlu bakmamıştır. Bu konuda sonuç alınmasını birçok şarta bağlamış ,zamana yaymış ve Gazze şeridindeki enerji ve dolayısıyla su ablukasının devamını sağlamıştır.

Gazze’nin  açık denizi gaz sahasındaki  doğal gaz ekonomik  olarak İsrail’in mutlaka sahip olmak isteyeceği kadar büyük bir rezerv değildir. Ancak İsrail’in buradaki karşı duruşu esas olarak  Gazze üzerinde uyguladığı ambargo ile bölgenin  su ve enerji konusundaki kendisine olan bağımlılığın  azalmasını önlemeye  yönelik bir karşı duruş olmuştur. Bu da Filistin’in uluslararası hakkı olan doğalgaz’dan mahrum bırakmış ve su ve enerji konusunda Katar’dan gelecek olan yardıma ve sefalete mahkum etmiştir.

Gazze açık denizindeki  doğalgazın çeyrek asıra yakın bir süredir geliştirilmesinin engellenmesi    İsrail’in Filistin’i tecrit ve kontrol  politikasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.Çünkü Gazze Şeridi  İsrail’in kendisine temin ettiği su dışındaki suyu  kendi  yeraltısuyu ve deniz suyu arıtma tesislerinden sağlamaktadır. .Bu iki su kaynağı  da enerjiye ihtiyaç duyuyor. Enerjiyi kontrol eden ve kısıtlayan İsrail bu durumda su teminini de kısıtlamış oluyor.

Bu nedenle İsrail’in  Gazze şeridinin işgaline yönelik bir karar alınırsa ki kısmen de olsa bu işgal operasyonu başlayacaktır, Bu durumda Gazze’nin  bu doğalgaz rezervini  ele geçirip ekonomik fayda sağlamaktan daha çok Filistin’i bu gazın faydalarından mahrum etmek gibi stratejik  bir amaç taşımakta olduğu söylenebilir. Bu durum aynı zamanda, İsrail’in birçok alanda yaptığı gibi Filistin’i uluslararası hukuka dayalı hakları olmayan veya bunları  elde etmekten uzak güçsüz bir yönetim  konumuna mahkum etmesi olarak  da değerlendirilebilir. Şimdi sorulması gereken güncel soru Filistinlilerin Gazze vadisine veya güneydeki bir başka bölgeye toplanması sonrasında su ve enerji sorunlarının bitip bitmeyeceğidir. Bu sorunun ve yıllardır yaşanan sefaletin  artarak süreceği görülmektedir.

Aslında bölgenin geleceği ile ilgili  ister ekonomik ister stratejik açıdan   ne söylenirse söylensin Gazze şeridinin ve bölgenin geleceği için kartların yeniden karılacağı ve bölgenin güvenlik mimarisinin yeniden oluşturulacağı açık olarak görülmektedir. Bu kartların yeniden karılacağı süreçte su ve enerji kaynakları  ile  bunların kontrolü  dış pazarlara  iletim yollarının denetimi  yine çok önemli  bir rol oynayacaktır.   

 

Kaynaklar

[1]  Michel Chossudovsky, Global Research, October 8, 2023

[2] Gaza Marine    https://www.massader.ps/en/project/1518343423

[3] Israel Green-Lights Gaza Offshore Gas Development June 18 2023.  https://www.fdd.org/analysis/2023/06/18/israel-green-lights-gaza-offshore-gas-development/

[4] Yıldız Dursun 2017 Kuzey Irak’tan Kıbrıs’a  Ateş ve Su.Yeni Ortadoğu Akdeniz. Bizim Kitaplar .İstanbul 2017. 

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış