ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

GAZZE’deki  su ve enerji ablukası ve sonuçları

 

 

GAZZE’deki  su ve enerji ablukası ve sonuçları

Dursun Yıldız

18 10 2023

Saldırılar bilinçli bir şekilde altyapıyı yok ediyor. Gazze, yaşam desteğine bağlı  idi Şimdi fişi çekiliyor.  İnsani kriz planlı olarak  derinleştiriliyor. 

 

Hamas-İsrail arasında süren silahlı çatışma İsrail’in Gazze’de tam bir tecrit uygulamasına doğru gidiyor. Bu tecrit  uygulamasının ilk göstergeleri Gazze’nin su ve enerji’sinin kesilmesi oldu. Gazze’ye lojistik akışı tamamen yasaklanınca Gazze şeridinin enerjisini üreten santral için yakıt ikmali de yapılamıyor. Bu abluka bugün yarın başlayacak olan kara harekatı ile Gazze’de yaşayanları  olabildiğince göçe zorlama yönünde ilerleyecek gibi görünüyor.

Gazze Şeridi'nde bulunan ana elektrik santrali  Gazze'nin güneyinde, Nuseirat yakınlarında yer alır ve 2002 yılında faaliyete geçmiştir. Başlangıçta doğalgazla çalışacak şekilde tasarlanmış olsa da, bölgedeki politik ve ekonomik zorluklar nedeniyle genellikle ithal fuel oil ile  çalıştırılmıştır.

Gazze'nin tek elektrik santrali, bölgenin elektrik ihtiyacının sadece bir kısmını karşılayabiliyor.  Bu santralın tam kapasitede çalışması için gerekli yakıt  geçmişte  de sürekli olarak  sağlanamıyordu. Bu nedenle  Gazze'nin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmı İsrail'den ithal ediliyordu.Gazze şeridinde elektrik uzun zamandır günde 6-7 saat o da  kesintili olarak temin ediliyor. Gazze’de yaşayanların yaklaşık 780 000’i Birleşmiş Milletler yardımı ile hayatını idame ettirmekte idi. Bu kesim temel ihtiyaçlarını bile zor karşılamaktaydı. Yoksul kesimler Gazze’de elektrik  enerjisini  daha çok jeneratörlerden sağlamaktaydı.

Su konusundaki duruma gelince  Gazze Şeridi çok uzun yıllardır su kıtlığı içinde yaşıyor. Gazze şeridi dünyada kişi başına düşen temiz su miktarı en az olan bölge.  İsrail’in bu konuda çok katı bir denetim uyguladığı biliniyor. Gazze Şeridi'nin ana su kaynağı Sahel Kumu Akiferi'dir. Ancak bu akifer yıllardır aşırı kullanıldığından tuzluluk oranı arttı ve su kalitesi düştü.

Son yıllarda, Gazze Şeridi'nin büyüyen su krizi nedeniyle deniz suyu arıtma tesislerinin kurulması ve mevcut tesislerin genişletilmesi için uluslararası toplulukla işbirliği yapılmıştı.  Özellikle Birleşmiş Milletler'in kalkınma programları ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki su kıtlığına çözüm getirmek için bu tür projelere destek verdiler Ancak, Gazze'nin enerji sıkıntıları, sık sık elektrik kesintileri yaşanması ve politik gerilimler nedeniyle bu tesislerin sürekli ve etkili bir şekilde çalışması mümkün olmadı.

İsrail’den Su İkmali

Gazze’nin su talebinin içeriden karşılanamaması nedeniyle Gazze Şeridine İsrail tarafından su ikmali yapılıyordu. Ancak halen  elektriklerin kesik olması  ve  İsrail’in ablukası  Gazze’de yaşayanların susuz kalmasına da neden oldu. BM'ye göre, İsrail'in su kesintisi 650 binden fazla kişinin su sıkıntısı çekmesine neden oluyor. Ayrıca kentte   kanalizasyon sistemleri tahrip edildi ve pis atık sular sokaklara akıyor. .Bu nedenle yakın zamanda tifo ve kolera gibi hastalıklar yayılabilir.

Rand Corporation'ın 2018 yılında yayınladığı raporda , su kirliliğinin neden olduğu hastalıkların Gazze Şeridi'nde çocuk ölümlerinin önde gelen nedeni olduğu belirtilmişti.

Gazze uzun zamandır su ve enerji konusunda İsrail’e bağımlı bırakıldığı için yavaş yavaş  yaşanılır bir bölge olmaktan çıkıyordu. Bu husus BM tarafından yayınlanan raporda açıkça belirtildi.

2012 yılına ait bir BM raporunda, eğer ablukayı hafifletmek için hiçbir şey yapılmazsa, Gazze'nin 2020'ye kadar "yaşanamayacak" bir yere dönüşeceği kaydedilmişti.

BM'nin 2017 yılında yayınlanan  'Gazze - 10 yıl sonra' isimli  raporuna göre, Gazze'deki suyun yüzde 95'inden fazla içilmeye uygun olmadığı yer aldı. Bu koşullar bugüne kadar daha da bozularak devam etti.

Özetle; Gazze Şerdi uzun yıllar yaşam desteğine bağlı  idi. Şimdi ise fişi çekiliyor. Gazze’de yaşamın sürmesi zorlaşacak. Yaşam sürerse  insani kriz daha da derinleşecek  gibi görünüyor.  Bölgede Ortadoğu’yu uzun süredir yeniden dizayn etmeye çalışan uluslararası güçlerin elini kolaylaştıracak gelişmeler gerçekleşiyor. Ortadoğu için daha karanlık bir dönemin başlayacağı görünüyor.

Suya ulaşma,  her koşulda bir insan hakkıdır

Gazze şeridinde su, İsrail saldırılarından canını kurtaranların hayatta kalabilmesi için en temel ihtiyaç. Gazze’ye son İsrail saldırısı  birçok su üretim tesisinin de işletme dışı kalmasına neden oldu. Elektrikler de kesik olduğu için pompalar da çalışmıyor ve kente su basılamıyor. Aslında birçok Gazzeli  evlerinden ayrıldı.Bunun  için şimdi BM okullarında ve barındıkları bölgelerde acil su temin sistemlerine ihtiyaçları var .Bu da kısa sürede  çok mümkün değil. Kullanma sularını yakıt bulabildikleri ölçüde  yakın kuyulardan dizel pompalar kullanarak elde edebilirler Ancak bu da ihtiyacı çok kısıtlı bir şekilde karşılar.

Kentin su temini altyapısı ve su üretimi tesisleri hasara uğramış durumda. Bu hasar daha da artabilir. Bu durum Gazze şeridini tam olarak yaşanamayacak bir yere dönüştürür. Gazze’de yaşama hakkı dahil tüm insan haklarının ihlali sürecek gibi görünüyor. İsrail Gazze’yi boşaltmak istiyorsa su ve enerji altyapısında daha büyük hasarlar yaratacaktır. Bu durumda  ateşkes olsa bile bölgede yaşamın devamı zora girer. Gazze’nin geleceği bu açıdan da karartılıyor. Saldırılar bilinçli bir şekilde altyapıyı yok ediyor. Gazze, yaşam desteğine bağlı  idi Şimdi fişi çekiliyor.  İnsani kriz planlı olarak  derinleştiriliyor.  Gazze üzerinde planlı ve çok amaçlı  insanlık dışı bir plan uygulanıyor.

Dün Refah sınır kapısının Mısır tarafından  açıldığı açıklandı.  Bu Gazze için insani ihtiyaçların temini  açısından çok önemli. Öncelikle tüm diplomatik çabalar  bu kapının açık kalmasına yönlendirilmeli. İsrail, bölgede uzun zamandır uyguladığı insan hakları ihlali politikalarını şiddetlendirerek arttıracak gibi görünüyor. Bölgede her türlü terörist saldırıyı gerçekleştirenlerin yanısıra destekleyen bölge dışı güçler de dahil bu büyük insanlık suçunun ortağı oluyor. Bu suça insanları susuz bırakmak gibi bir insan hakkı ihlali de eklendiğinde söz biter. Ancak biz yine tekrar edelim. Suya ulaşma her koşul ve şart altında bir insan hakkıdır. Engellenemez.  

 

 

 

 

 

 

Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış