ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Uzman açıklamalarına bazı sorular ve yorumlar !!!!!

Prof.Dr. İlhami Ünver (E) Aksi yöndeki çabalarıma karşın gelişmeler, iklim değişikliği konusunda bizim seçme uzmanların da birtakım çelişkilerini gündeme taşımayı zorunlu kıldı. Ancak bir dileğim var, verdiğim ve vereceğim bilgilerde, değerlerde herhangi bir yanlışa rastlarsanız lütfen uyarınız. (Nisan 2015) “Dünyanın sıcaklık ortalaması 15 derece iken 17 oldu. Bu artışı 2040-2050'de bekliyorduk ancak günümüzde yaşadık".  Yerkürenin ortalama sıcaklığı 13,7 oC olup, 1880’den bu yana 0,83 oC artış belirlenmiştir.  Belli ki biz anlayalım diye rakamlar bol zam görmüş. (Temmuz 18) “Yer altı suları binlerce sene içinde kendini yenileyebilir.”  Böylece atış, tüm insaf sınırlarını aşmış oluyor. (Ekim 17) “Bu sene normal kış olacak. Türkiye genelinde kar yeteri kadar yağacak.” “Deniz suyu sıcaklığı Karadeniz’de 17, Marmara’da 18 derece. Bu rakamın 10 derecelerde olması lazım” Geçen Ekim ayındaki bu demeç ilginç açıklamalarla sürüyor ama neredeyse hiç kar görmediğimiz geçtiğimiz kışı düşününce… Ya da ekim ayında 10 oC su sıcaklığına ne demeli? 

Mayıs 18) “Japonlar planlamayı 1000 yıllık yağışlara göre yapıyorlar”. Yazıyla bin diyor uzmanımız.

(Ocak 18) Türkiye’deki kuraklığın nedenini sadece yanlış su politikaları olarak ele alamayız. Kuraklığın temel nedeni küresel ısınmadır. Hem toprak kuruyor hem de yağış miktarı azaldığı için durum doğrudan kuraklığa neden oluyor. Böyle giderse önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki senede bir kuraklık yaşamaya başlayacağız.” Zincirleme yanlış yorumlar, önemi gereği aşağıda ayrı bir başlıkla incelenecektir. (Şubat 14) “Uzun vadeli tahminler, Temmuz ayının oldukça sıcak geçeceğini gösteriyor.”  5 ay önceden yapılan bu kestirme, doğru çıkmış. (Mart 14) “Bütün raporlarda iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölge Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Akdeniz bölgeleri.” Yani ne gibi? (Mart 2006) “Küresel ısınma orman yangınlarına, susuzluğa, gıda zehirlenmelerine, cilt kanserinin artmasına, deniz suyu kirliliklerine ve balık ölümlerine neden olacak.” Diğerleri tamam da, deniz suyu niye daha fazla kirleniyor ki? 2006 yılı en sıcak yıl olacak. O yıl küresel sıcaklık ortalaması biraz düşmüş, ama 2007’deki artışla (yani bir yıllık gecikmeyle) kestirme doğrulanmış oluyor. (Ekim 2017) “Kuru ya da sulu tarımın mümkün olmayacağı yerleri bugünden belirleyerek oraların kalkınma stratejilerini geç kalmadan tarım dışına çıkarmak gerekiyor. İklim değişikliğine uyum sağlayamayacak ve artık tarımla kalkınamayacak olan bölgelerimizin kalkınma stratejileri değiştirilip daha fazla geç kalınmadan tarım dışı yatırımlar ile başka sektörlere kaydırılarak Marmara Bölgesi’ne sıkışan sanayinin yükü azaltılmalıdır.” Bu bir resmî rapor, virgülüne bile dokunmak olmaz. Örneğin, 1990’lı yıllardaki iklim şartlarına göre Türkiye’de bir yılda kişi başına düşen su miktarı 3.070 metreküptü.  O 3.070’m3’ü rapor ederken hiç mi insaf denmedi? (Aralık 07) "Kuraklığın bu şekilde devam etmesi halinde, gelecek yıllarda sulak alanlara ve deniz kıyılarına doğru göçlerin yaşanması beklenmektedir" Deniz kıyılarına niye göçüyoruz ki? (Ağustos 18) “Van Gölü’nde küresel iklim değişikliğine bağlı olarak su seviyesi 2 metre arttı”. Yükselmenin gösterilen gerekçesi şaka gibi. Üstelik demeç de çok yeni. (Temmuz 18) “(küresel ısınmanın zararlarını azaltmak için) elektrikli araçlara geçiş …” Küresel ısınmayla savaşmak için elektrik kullanımı çok kötü bir yoldur. Çünkü üretimi, iletimi, altyapısı sırasında eldeki enerjinin yaklaşık % 15-30’u kullanılamadan ziyan olur. Böylece kente temiz hava sağlansa da, atmosfer daha fazla kirlenir. (Ağustos 18) “Dünyanın etrafında bir sera gazı kuşağı var. Eğer sera gazlarının oluşturduğu kuşak ne kadar kalın olursa …” Böyle bir kuşak yok. Üstelik CO2’in azot ve oksijene göre daha yoğun olmasından dolayı yüzeye yakın yoğunlaşması beklenirken, niçin oluşmadığı da, çeşitli kuramlarla açıklanıyor. Vermek zorunda kaldığım bu örnekler, medyada hemen her gün yer alan isimlerden alınmıştır. İnanın daha onlarca örnek sayılabilir. Bir kez abartmaya sarılınca, haberi yapanlar anlamasa bile, böyle dizi dizi yanlışları görenler çıkabilir aramızda.
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış