HPA Üyesi Prof. Dr.Doğan Yaşar Akdeniz tropik fırtınalarının nedenleri ve sonuçlarını açıkladı
Prof.Dr.Doğan YAŞAR
Dokuz Eylül Üniversitesi
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü
SPD Hidropolitik Akademi Merkezi
Eylül 2018 Tropik Fırtınasının hikayesinin ardından..
Hani atalarımız demişler ya "bir bardak suda fırtına koparmak"
Geçtiğimiz hafta 27-30 Eylül günleri arasında yaşadığımız olaya en güzel benzetme bu..
Aslında söz konusu Tropikal Fırtına, Akdeniz'de zaman zaman görünen bir fırtınadır ve genelde Libya önlerindeki Sirte Körfezinde başlayıp Orta Akdeniz'de İyon denizi civarını bazen de İtalya kıyılarını vuran bir fırtınadır. Yani Akdenizde ilk kez olan bir fırtına değil, Akdeniz’de oluşan onlarca fırtınadan biridir. Ancak 1990 sonrası küresel ısınmaya bağlı olarak sayıları biraz daha artmıştır. Zaten dünyada fırtına ve kasırga sayılarının şiddetlenerek artacağını 1990 yılından bu yana derslerimizde anlatırız. Sonuçta kasırgaları oluşturan güç denizlerin sıcaklığından alınır. Denizlerin küresel ısınmaya bağlı olarak daha çok ısınması ve bunun sonucunda da fırtınaların artmaları doğaldır. Ama her zaman olan ancak bugüne kadar gündeme bile gelmeyen bu tropikal fırtınada sanırım insanları "Tropikal" sözcüğünden daha çok, konu ile ilgisi olmayan insanların yaptığı felaket tellallığı çok korkuttu. Çünkü yapılan açıklamalarda Sandy gibi Katrina gibi hızı 300 kilometrelere çıkan kasırga olacak havası yaratıldı. Ancak Akdeniz avuçiçi kadar deniz, hiçbir zaman o seviyelere çıkacak kasırga yaratamaz. Ayrıca İzmir'de 2006 yılında yine böyle İyon denizindeki fırtınanın hemen ardından, rüzgarı gelmemiş ama 145 kg ile yağış rekoru kırılmıştı.
Öncelikle “tropikal fırtına” gücünü su sıcaklığından alan bir fırtına türü olduğunu ve dönerek hareket ettiğinin altını çizlelim. Yani bu fırtına bildiğimiz poyraz, lodos ya da karayel gibi doğrusal hareket etmez . İşte bu nedenle de gittiği yönü ve oluşturacağı gücü tahmin etmek diğer fırtınalara göre oldukça zordur. Atlantik ve Pasifikte yüzlerce yüzen istasyonu olan ve bunlardan başta su sıcaklığı olmak üzere diğer bilgileri sürekli alarak, özetle modellerini gerçek veriler üzerine oturtan ABD’li meteorologları bile bu tür fırtınalar zor durumda bırakabiliyor.
Dolayısı ile tahminler daha zordur ancak çok küçük bir deniz olan Akdeniz’in özellikle kuzey tarafları da dağlarla çevrili olduğundan bu fırtınaların yaptığı etki oldukça azdır. Ve Akdeniz’de hiçbir zaman gerçek tropikal kasırgaları oluşmaz.
Örneğin 27 Eylül’de oluşmaya başlayan ve “Zorba” adı verilen Tropik Fırtına her zamanki gibi Sitre Körfezinde başlamıştır. Sitre Körfezi Libyan’ın kuzeyinde yer alan ve her zaman Akdeniz’in diğer bölgeleri ile karşılaştırıldığında en sıcak suya sahip olan bögesidir. Söz konusu 27 Eylül’de su sıcaklığının 27 dereceyi geçmesi ve diğer atmosferik şartların oluşması ile birlikte başlamış ve önce Tunus ile Libya’da 200 kg’lara varan yağışlara ve 5 kişinin de ölümüne neden olmuştur. Sonrasında, genelde olduğu gibi kuzeye doğru hareketlenerek Girit’in batısından kuzeye Mora yarımadasında da sönümlenmiştir. Ki bunun Girit’in doğusuna güçlü rüzgarlar olarak olarak geçmeyeceğini 28 Eylül günü gerek TRT Haber ve gerekse A Haber’de anlattım.
Akdeniz’de 1947 yılından bu yana 108 civarında tropikal fırtına gözlemi var ancak, but 1969, 1982, 1995, 1996, 2006, 2011, 2014 and 2017 ile bu yıl oluşan fırtınalar blimsel olarak iyi takip edilen ve çalışılan fırtınalardır. Özetle yaşadığımız bu “tropikal fırtına” daha önceleri defalarca olmuş olan bir fırtınadır ve Akdeniz’in jeolojik yapısından dolayı bizim ülkemize ciddi fırtına olarak ulaşmaz. Genelde Orta Akdeniz’de Sirte Körfezinde görüldüğü gibi zaman zaman İtalya’nın batısındaki Tiren Denizi ve doğusundaki İyon denizinde de zaman zaman bu tür oluşumlar gözlenebilir.
Fırtınalar özellikle küresel ısınmanın şiddetlenmesine bağlı olarak doğal olarak 1980 sonrası sayıları ve şiddetleri artmaktadır. Özellikle Pasifik ve Atlantik’teki kasırgaların sayıları ve şiddetleri oldukça artmıştır. Çünkü küresel ısınma ile birlikte okyanuslarda artan su sıcaklığı kasırgaların en büyük oluşum faktörüdür. Bu fırtınaların sayıları ve şiddetleri göreceli olarak, çok küçük olmasına karşın Akdeniz’de de artmaktadır.
Örneğin, Akdeniz’de 1940’larda 1980’lere kadar toplam 12 “tropik fırtına” oluşumu gözlenirken, 1990’lı yıllardan günümüze 60 “tropik fırtına” gözlenmiştir.
Bu tropik fırtınaların artacağını zaten 1990’lı yıllardan bu yana derslerimizde anlatırız. Küresel ısınma şiddetlenecek ve dolayısı ile fırtına sayıları, şiddetleri ve yağışlar artacak diye. Bilimde Küresel ısınma dönemlerine aynı zamanda yağmur çağı denir. Her bir derece sıcaklık artışında %2 gibi yağış artar.
Özetle iklimlerde ve fırtınalarda beklentilerimizin dışında birşey yok.. herşey olması gerektiği gibi...
Aşağıda 28 Eylül 2018 günü “bu fırtına buralara gelmez” dediğim TRT Haber’in kaydı var.
https://www.facebook.com/trthaber/videos/2203431416564486
Bu linkte Prof. Dr. Doğan Yaşar'ın Habertürk Tv, Eksen programında 14 Kasım 2013 yılında iklimler ve kasırgaların ilişkisi konusunda yaptığımız bir TV programım yer almaktadır.
https://www.youtube.com/watch?v=3oOv7XxoxzY&feature=youtu.be#!
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın