ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

2020 Sonrası Beklenen Mini Soğuma Dönemi ve İzmir

ÖZET İklim Bilimi, özellikle  jeolojik, biyolojik, kimyasal  ve fiziksel  oşinografi  olmak üzere, astronomi dahil tüm fen bilimlerini kapsayan ve bir ülkenin su, tarım, balıkçılık ve enerji politikalarının belirlendiği çok disiplinli bir  bilim dalıdır. İklimler,  ortalama onar yıllık dönemlerden başlayarak milyonlarca yıllık dönemler halinde sürekli değişim gösteren ve dolayısı ile dünyada başta su olmak üzere, tarım ve balıkçılığı kontrol altında tutan doğa olaylarıdır. Bu değişimlerin ana nedenleri, levhaların hareketi, dünyanın dönüş parametreleri ve güneşten gelen enerjideki değişimler gibi olaylardır. Tüm bu olaylar, iklimlerin gerek uzun ve gerekse kısa dönemler içerisinde, kurak ve yağışlı döngüler halinde değişim göstermesine neden olurlar.  Bu döngülerden en kısa sürelisi, ortalama  20 - 22 yıl civarında  olup,  bu sürenin  7 ila 10 yılı yağışlı (bölgesel ortalamaların üzerinde) ve  7 ila 10 yılı Bilimde, küresel ısınma dönemlerine “yağmur çağı”, küresel soğuma dönemlerine de “buzul çağı” denir. Diğer bir deyişle küresel ısınma dönemleri, yağışların arttığı ve dolayısı ile “verimliliğin” arttığı refah dönemleridir. Küresel soğuma dönemleri ise, sıcaklığın düştüğü ve dolayısı ile yağışların da düşmesi sonucu oluşan “kıtlık”  dönemleridir. Ancak dünya nüfusunun her 45 yılda bir %100 artması nedeni ile, soğuma dönemleri yani kıtlık dönemleri insanoğlu için çok daha sorunlu geçmektedir. Ve dünyamız halen 2020 sonrası beklenen şiddetli bir küresel soğumaya, diğer bir deyişle yağışların azalacağı, tarımsal üretimin ve balık avının azalacağı ve aynı zamanda enerjiyi de olumsuz yönde etkileyecek olan bir döneme doğru gidiyor. Ve şu an tüm gelişmiş ülkeler bu döneme hazırlanıyor. İzmir’in de 2020 sonrası beklenen “mini soğuma” dönemine çok dikkatli hazırlanması, özellikle su fakiri olan bölgemizde başta su olmak üzere, tarım ve balıkçılık politikalarının da acilen yeniden belirlemesi gerekmektedir. Resim3 2. KONU Günümüzde, 18.000 yıl önce, majör küresel soğumanın (glacial period) ardından  başlayan küresel ısınma (global warming) zaman zaman çok sert “mini soğuma (mini glacial period)” dönemleri nedeni ile kesintilere uğrasa da halen devam etmektedir. İşte 2020 sonrası beklenen de, şiddetli bir mini soğuma dönemidir. Diğer bir deyişle sıcaklığın azalacağı, dolayısı ile yağışların azalacağı ve sonucunda da şiddetli bir kurak dönemin geleceği konusunda bilim dünyası birleşmektedir. Soğuma ve ısınma dönemlerinin tarım ürünlerine, olan etkisini anlamak için zeytin verimliliği örnek olarak verilebilir. Ege’de, doğal soğuma dönemi olan 1990’lı yıllarda ağaçbaşı verimlilik 9 kg civarında düşmüştür. Bu dönemin devamındaki ısınma döneminde ise zeytinin ağaçbaşı vermliliği 14 kg seviyelerine çıkmıştır. Ve yine soğuma dönemi olan 2007’li yıllarda yeniden 9 kg. seviyesine düşmüştür. İklimsel döngülerdeki bu değişim, tüm deniz ve tarım ürünlerine yansımaktadır (Yaşar ve Yıldız, 2009). Özetle, küresel soğumalarda kuzey Avrupa buzul altında kalarak tüm tarım alanları devre dışı kalmaktadır. Anadolu’da ise verimlilik düşmelerine karşın tarım devam etmektedir. . Gılgamış’tan bugüne geçen 4700 yıllık yazılı tarihte, savaşların çok büyük çoğunluğunun “küresel soğumalar” nedeni ile başladığı görülebilir. Çünkü küresel soğuma dönemlerinde, buzulların büyümesi nedeni ile dünyadaki tarım alanları oldukça azalmakta, ve aç kalan insanlar arasında büyük savaşlar çıkmaktadır.  Örneğin, 900’lü yıllarda küresel ısınmanın çok şiddetlendiği yıllarda, kuzeydeki buzullar erimesi ile birlikte Viking’ler gemilerle kuzeye açılmışlar ve buldukları kara parçasına “Görnland” yani “Yeşil Kara” adını vermişler. Ancak 1000’li yıllardan sonra başlayan şiddetli soğuma nedeni ile buzullar yeniden büyümüş ve sonuç olarak “Grönland” yeniden buzlar altında kalmış, aç kalan Viking’ler burayı terk etmiş ve İngiltere’ye saldırmışlardır. Aynı dönemde   tarım alanları için birbirleri ile savaşan ancak buzulların Orta Avrupa’ya kadar inmesi nedeni ile ekecek tarım alanı bulamayan  Avrupalılar, sonuçta  bir araya gelerek Haçlı ordularını kurmuşlar, Anadolu’ya ve Mezopotamya’ya saldırmışlardır. Aynı şekilde Çin Seddinin yapım nedeni de her küresel soğumada, tarım alanlarını kaybeden  Kuzey Asya insanlarının saldırısına uğramaktan bıkan Çinli’ler yapmışlardır. Özetle soğuma dönemleri her zaman insanlığın kabusu olmuştur. 2020’den sonra da, 1000’li yıllara benzer  şiddetli bir soğuma beklenmektedir. Resim2 3. SONUÇ Tüm dünyanın hazırlandığı 2020 sonrası küresel soğuma için Türkiye ve İzmir’de yapılması gerekenler 4 başlık altında toplanabilir. 1-Su: İzmir,  su fakiri olan Türkiye’nin de az su potansiyeline sahip olan bir bölgesindedir. Bu nedenle öncelikle mümkün olduğunca çok baraj yapılmalı ve su havzalarına “çivi” dahi çakılmasına izin verilmemelidir. Ayrıca “Scada” sisteminden kuyu seviyeleri dikkatle izlenerek akiferler denetim altında tutulmalıdır. Şu an 2000’li yıllarda %60 olan su kaçakları günümüzde %40 seviyelerine indirilmiştir. Bu oldukça iyi bir sonuçtur. Ancak bu kaçak kayıp oranı da aşağılara çekilmelidir. Ancak, en büyük sorun tarımsal sulamadadır. Bu nedenle tarımsal sulamada  acilen damıtmaya geçilmelidir. Günümüzde  gelişmiş ülkeler, tarıma ayırdıkları su oranını %40 gibi oldukça aşağı seviyelere çekmiştir.  Türkiye’de ise bu oran %70 civarındadır. 2-Tarım: Hollanda İzmir’in yaklaşık 3 kat büyüklüğünde alanı olan bir ülke. Ancak 54 milyar dolarlık tarım ihracatı ile dünya üçüncüsü. İzmir ve çevresine ait çiçekli bitkilerin tür sayısı ise 1732’dir ve bunların da 136 adeti endemiktir. Yani İzmir toprak verimliliği açısından Hollanda’dan çok daha zengin olduğu görülebilir. Bu nedenle 2020 sonrası soğuma döneminde İzmir ve çevresinde yetişebilecek tarım ürün desenleri belirlenmelidir. 3-Kültür Balıkçılığı: 2020 sonrası, kuraklık nedeni ile protein açığı çıkacağı kesindir.  İzmir ve çevresinde ise kültür balıkçılığı için oldukça uygun denizel koşullar bulunmaktadır. 4-Enerji: Yine bu soğuma döneminde HES barajları, tıpkı 1991 yılındaki kurak dönemde olduğu gibi susuzluktan devre dışı kalacaktır. Bu nedenle bu dönemde HES’lerin boşalmasından dolayı oluşacak enerji açığını kapatacak enerji santralları yapılmalıdır. KAYNAKLAR [1] Van Oldenborgh, G. J., and G. Burgers (2005), Searching for decadal variations in ENSO precipitation teleconnections,  Geophys. Res. Lett., 32, L15701, doi:10.1029/2005GL023110. [2]Yaşar D.ve Yıldız D. 2009. “Küresel Isıtılan Dünya ve Su”, Truva Yayınları, 160s.
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış