İklim değişimde öncelik toplum bilinci olmalı !
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan Türk Tarım dergisi Temmuz Ağustos 2016 sayısında dosya konusu olarak Çölleşme ve Erozyonu ele aldı. Dergide çölleşmenin nedenleri ,ülkemizdeki ve dünyadaki genel durum ortaya konulmuş ve bunun yanısıra gelecek açısından yapılabilecekler ve mücadele yöntemlerine yer verilmiş.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Türktarım Dergisinin bu sayısında Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldızla da bir ropörtaj yapılmış ,
Bu ropörtajda aşağıdaki hususlara değinilmiş;
Küresel ısınma ,iklim değişikliği ve kuraklık dünya gündeminde önemli bir yer tutarken ülkemiz de uzun vadeli eylem planlarıyla olası riskleri önlemeye ,önlemler almaya çalışıyor.Alınan önlemlerin yapılan çalışmaların topluma yayılması ve bilinç düzeyinin arttırılması açısından STK'lara önemli görevler düşüyor .Bu bilinçle hareket eden Su Politikaları Derneği de yeni kurulmuş olmasına karşın önemli çalışmalar imza atmış .Biz de bu sayıda dernek başkanı Sayın Dursun Yıldız'la iklim değişikliğinin muhtemel etkilerini konuştuk.
- Su politikaları derneğini kısaca tanıtır mısınız?
6 yıl önce çalışmalarına Ankara’da toprakSUenerji Çalışma Grubu olarak başlayan ve DSİ kökenli teknokratlardan oluşan bir ekip, 2014 yılının başında genişledi İçerisinde Emekli Büyükelçiler,DSİ eski yöneticileri, birçok farklı disiplinden Üniversite Öğretim Üyeleri,Hukukçular,Bölgesel Güvenlik Uzmanları,Müşavirlik Mühendislik Firma Yöneticilerinden konularında uzmanların yer aldığı bu Çalışma Grubu’nun çalışmaları ulusal ve uluslararası alanda sürdü. Bu sivil inisiyatif 2015 yılının başında faaliyetlerini bir dernek çatısı altında sürdürme kararı aldı. Bu karar doğrultusunda hazırlanan dosya 13 Temmuz 2015 tarihinde Ankara Valiliği Dernekler Masasına teslim edildi.Kurucu üyeleri arasında DSİ’nin eski yöneticileri,emekli büyükelçi,öğretim üyeleri ve enerji bürokratları bulunan SU POLİTİKALARI DERNEĞİ’nin amacı Dernek Kuruluş Bildiriminde aşağıdaki gibi yer aldı;
“Su Politikaları Derneğin temel amacı ulusal ve uluslararası su yönetimi ,su, gıda, enerji,ve çevre güvenliği konularında çok farklı disiplinleri biraraya getirerek bilimsel ve teknik çalışmalar yapmak ve suyun bölgemizde ve dünyada bir barış ve işbirliği aracı olarak kullanılmasına katkıda bulunmaktır.
Su politikaları Derneği kapsamında Hidropolitik Akademi,Uluslararası İlişkiler Merkezi, Proje Danışmanlık Merkezi ve Uygulamalı Araştırma Merkezi adları altında 4 ayrı merkez yer almaktadır.Kamu yararına çalışan bir sivil toplum kuruluşu statüsü olan Su Politikaları Derneğinin amacı Yerel Bölgesel ve Küresel Su Politikaları ve su yönetimi konusunda bilimsel alanda yenilikçi, yönlendirici ulusal ve uluslararası bir bilgi ve danışma merkezi olmaktır. Su, Enerji, Çevre, ve Gıda Güvenliği ile ilgili ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar düzenlemek,eğitim faaliyetlerinde bulunmak ve işbirliği projelerine katılmaktır.”
Su Politikaları Derneği’nin temel amacı en kısa süre içinde SU POLİTİKALARI ENSTİTÜSÜNE dönüşerek Su, Enerji, Gıda, Çevre ve Güvenlik alanlarında uluslararası eğitim ,uygulamalı araştırma çalışmaları yürütmektir.
- Ülkemizin bulunduğu coğrafyada iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkisinin hangi boyutlarda olması bekleniyor?
İklim değişiminin ülkemizin yeraldığı coğrafyadaki etkileri üzerine yapılmış olan çalışmaların yanısıra halen süren birçok çalışma da vardır . Yapılmış olan çalışmaların ortaya koyduğu sonuçlar ele alınıp değerlendirildiğinde yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5°-4°C artacağı, bu artışın Ege ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde 4°C’yi, iç bölgelerinde ise 5˚C’yi bulacağı ortaya çıkmaktadır. Bilimsel model çalışmaları, Türkiye’nin yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını ortaya koymaktadır. İklim modelleri özellikle Akdeniz Bölgesinde sıcak hava dalgalarının ve aşırı sıcak günlerin sayısının artacağını ve yağışlarda azalma ve düzensizleşme görüleceğini ortaya koymaktadır.Bu durumun su kaynakları üzerindeki etkisinin Doğu Karadeniz bölgesinde daha şiddetli yağışlar ve taşkın frekansında artış şeklinde diğer bölgelerde ise akışa geçen yıllık ortalama su miktarında azalma şeklinde görüleceği tahmin edilmektedir.Özet olarak iklim değişiminin su kaynaklarının hidrolojisinde kaydadeğer değişimler yaratacağı düşünülmektedir.
- İklim değişikliğinin tarımsal alanlara ve tarımsal üretime muhtemel etkileri neler olacak? Alınması gereken önlemler Ulusal İklim Değişikliği eylem planında ne şekilde yer alıyor?
İklim değişiminin mevsim geçişlerini farklılaştıracağı ve yağışların düşme zamanlarını da değiştireceği düşünüldüğünde bu durum yağışa bağlı tarımsal üretim üzerinde doğrudan olumsuz etkide bulunacaktır.Bunun yanısıra iklim değişimine bağlı su kaynaklarının azalması , su kalitesi düşmesi, toprak kalitesinin değişmesi , bitki hastalıklarının artması , tohum ve böcek populasyonunun değişmesi gibi nedenlerle tarımsal üretimin düşmesi ve bitki türlerinde %10 azalma olacağı tahmin edilmektedir.
Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planında, İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planında ve İklim Değişikliği Ulusal Uyum Stratejisi’nde iklim değişiminden hangi sektörlerin ne oranda etkileceği çok detaylı bir şekilde araştırılmış ve adaptasyon için yapılması gerekenler açıklanmıştır. Bunlardan İklim Değişikliği Eylem Planında (2011-2023) tarım sektörüne yönelik olarak
- İklim değişikliğine uyum sağlamayı da dikkate alan sürdürülebilir tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması
- Sulama altyapısının tamamlanması,
- Tarımsal altyapının iyileştirilmesi,
- Bitkisel üretim kaynaklı sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması,
- İklim değişikliği ile mucadele ve iklim değişikliğine uyumda tarım sektörunun ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi altyapısının oluşturulması için kapsamlı faaliyetlerin yapılması yer almaktadır.
Bunun yanısıra Türkiye’nin İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planında da
Tarım sektöründe katılımcı olmayan uyum çabaları iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan olan kesimlerin karşılaşacakları etkileri olumsuz yönde artıracaktır denmiştir. Bu açıklamaya ek olarak
Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının iklim değişikliği konusunda kamuoyunda farkındalık yaratma faaliyetleri artmış olmasına karşın, bu alanda çalışan STK’ların etkinliği yetersiz olup birçok STK iklim değişikliği ile mücadele tepkilerini daha çok “emisyon azaltım” olarak anlamakta , “ iklim değişimine uyum” konusunda bilgi ve bilinçlendirmeye ihtiyaç duymaktadır. şeklinde bir tesbite de yer verilmiştir.
Su Politikaları Derneği olarak iklim değişikliği ile mücadele ve uyum kapasitesinin geliştirilmesi için eğitim, bilinçlendirme, bilgilendirme ve kamuoyunda farkındalık artırma konularında çeşitli faaliyetler gerçekleştirdik.
- İklim değişikliği gıda güvenliğinde ve gıdaya ulaşmada ne tür riskler barındırıyor?
İklim değişimi dünyanın gıda güvenliğini doğrudan etkileme tehditi oluşturuyor. Bu nedenle özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkeleri iklim değişiminden daha az etkileneceği tahmin edilen ve ülkelerde büyük tarım toprakları satın alıyor veya kiralıyorlar . Örneği Suudi Arabistan , Etiyopya,Mali ve Arjantin’de yaklaşık 2 Milyon hektarlık tarım arazisi sahibi oldu. Katar ise Kenya,Endonezya,Filipinler ve Avustralya’da 642 000 hektarlık tarım arazisinde üretim yapıyor.Güney Kore, Sudan ve Madagaskar’da ,İsrail Ukrayna’da Mısır Uganda’da ,Türkiye Sudan’da Çin, Sudan ve Tacikistan’da arazi kiraladı. Aynı zamanda Çin ve Hindistan su kısıtı karşısında gıda güvenliği için araştırma çalışmaları yapıyor.
Diğer taraftan Dünyanın önde gelen çok uluslu şirketleri de bu gidişatı farketti. Onlar da Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde büyük tarım arazisi kiralayarak gıda ürünlerine yatırım yapıyor.
Bu durum iklim değişimininm gıda güvenliğinde ve gıdaya ulaşmadaki riskleri açıkça ortaya koyuyor.
Ropörtajın tümü için tıklayınız
iklim-degisiminde-oncelik-toplum-bilinci-olmali-1-compressed
iklim-degisiminde-oncelik-2-compressed
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın