Ortadoğudan Kitlesel Göçler ve Su Paneli : Göçlerde iklim değişimi de etkili oldu.
8 Haziran 2016
Su Politikaları Derneğinin Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler topluluğu ile birlikte 7 Haziran 2016 tarihinde düzenlediği
“Mass Migration from Syria and Water Related Issues "Security and Climate Change Induced Refugees" konulu panel Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü
Tuğrul Çubukçu Konferans Salonunda gerçekleşti.
Panele Belçika’nın Ankara Büyükelçisi Marc Trenteseau , Lübnan Büyükelçisi Mansor Abdalla ile Almanya , Finlandiya, İsveç, Lübnan, Kanada, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), AB Türkiye Delegasyonundan temsilcilerin yanısıra ANKA,AVİM gibi strateji merkezlerinin temsilcileri,DSİ Genel Müdürlüğü, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, BOTAŞ mühendisleri ve yöneticileri , Ankara Kalkınma Ajansı personeli ,çeşitli üniversite öğretim üyeleri ve özel sektör temsilcilerinden oluşan 50 ye yakın katılımcı katıldı.
Paneli Azerbaycan TV’den ve Ulusal basından bazı TV kanalları ile basın mensupları da izledi.
Panel Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari İlimler Fakültesi uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr Sencer İmer, Su politikaları derneği Başkanı Dursun Yıldız ,Lübnan El Cumhuriye Gazetesi Dış Haberler Editörü Mey Alsayegh , BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin önceki Türkiye Temsilcisi ve halen İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır katıldı. Panelistler arasında olmasına rağmen Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd Doç Dr Özlen Çelebi rahatsızlanması nedeniyle panele katılamadı
Panelin moderatörlüğünü Su Politikaları Derneği Başkan Yardımcısı Ediz Ekinci yürüttü.
Panel’in açılış konuşması Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari İlimler Fakültesi Dekanı Prof Dr Uğur Ömürgönülsen tarafından yapıldı.
Prof Gönülsen katılımcılara hoşgeldiniz diyerek su ve suyla ilgili sorunların çok önemli olduğunu ve bundan sonra da öneminin artarak devama edeceğini belirtti.Panelin başarılı geçmesini diledi.Daha sonra konuşan SPD Başkanı Dursun Yıldız 21. Yüzyılın sorunlarının çözülmesi için yeni paradigmaların anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı ve Güvenlik ve Hidropolitik dahil olmak üzere birçok alanda yeni paradigmalara ihtiyaç olduğunu belirtti.
21.yüzyılda sorunların çözümü için 3 kavramın çok önemli olduğunu ve unutulmaması gerektiğini belirtti. Bu kelimeleri Değişim,Paradigma değişikliği,ve Çevre olarak açıklayan Yıldız bunun yanısıra ortak hedefler ve güç birliğinin oluşmasına ihtiyaç var dedi. Konuşmasında hidropolitik dahil her türlü uluslararası ilişkide karşılıklı çıkara bağlı işbirliği nin aranması gerektiğin ifade eden Yıldız düzenlediğimiz bu uluslararası panelin milyonlarca göçmenin yaşadığı soruna bir damla olarak da katkıda bulunmasından büyük memnuniyet duyacağız dedi.
Daha sonra konuşan HPA Başkan yardımcısı Ediz Ekinci de sunumunda doğal afetler ve kitlesel göçlerin gelecek yılların en kritik tehditlerini oluşturduğunu belirtti.Suriye’nin dünyada en çok göçmen veren ülke olduğunu söyleyen Ekinci 2013 yılında yayınlanan BM raporlarına göre dünyada 232 milyon uluslararası göçmen 740 milyon da iç göçmen bulunuyor dedi.2050 yılında kadar iklim değişikliği nedeniyle 200 milyon kişinin göç edeceğinin tahmin edildiğini belirten Ekinci bu durum çatışma riskini arttıracak dedi.
Sonra sunumlara geçildi .
[caption id="attachment_13158" align="alignnone" width="724"]
Prof. Dr. Sencer İmer [/caption]
İlk sunum Prof Dr Sencer İmer tarafından Yapıldı. Prof İmer sunumunda çok detaylı bir şekilde Ortadoğuda artan su sorunlarından söz ederek bu konuda alınabilecek teknik önlemleri de belirtti. Prof İmer MENA bölgesinin su konusunda en sorunlu bölgelerden bir olduğu bu bölgeyi olası su sorunları açısından Asya ve Afrika’nın takip ettiğini belirterek bu bölgelerde su sıkıntısının yanısıra hızlı nüfus artışı da ikinci önemli problem olarak ortaya çıkıyor dedi.
Afrikanın nüfusu 1,8 milyar olduğunda Avrupa nüfusu 600 milyon civarında olacak diyen Prof İmer bu durumun bazı göç sorunları yaratabileceğinden söz etti.
Ortadoğu’da su tranferi projelerinin tarafların birbirlerine güvensizliklerinden dolayı gerçekleşmediğini de belirten Prof İmer konuşmasının ikinci bölümünde daha çok su sorununa teknik çözümler üzerinde durdu. Bu konuda Libya’ının Great Man Made River projesinin de örnek olacak çok önemli bir proje olduğunu belirterek bu projenin Libyanın su sorununu oldukça hafiflettiğini belirtti. Prof İmer konuşmasını ortadoğuda işbirliği kanallarının sürekli açık olması gerektiğini çünkü sorunun bir ülkenin niyeti ile çözülemeyeceğini belirterek tamamladı.
[caption id="attachment_13157" align="alignnone" width="785"]
Dursun Yıldız [/caption]
Daha sonra söz verilen Su politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız sunumunda örneklerle 2007’den 2011 e kadar vermli hilal bölgesinde yaşanan 3 kurak dönemin diğer faktörleri de tetikleyerek sonunda kitlesel göçlere neden olduğunu belirtti. Sunumunda özetle Güvenlik paradigmasında ve gıda jeopolitiğindeki değişime de dikkat çeken Yıldız Hidropolitik Akademi’nin Fırat Dicle nehirlerinin uzun dönem akımlarındaki azalma eğilimi konusundaki araştırmasından da söz etti. Bu araştırmanın tamamlandığını belirten Yıldız bulguları yakında düzenleyecekleri bir diğer etkinlikle ilgili kişi kurum ve kesimlerle paylaşacaklarını söyledi.
Ortadoğu hidropolitiğinin bölgede süren iç savaş ve oluşturacağı sonuçlar nedeniyle tamamen değiştiğini belirten Yıldız Ortadoğu Su Denklemine yeni aktörler eklendiğini söyledi.
Bölgede karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanan işbirliği politikalarına çok acil ihtiyaç olduğundan da söz eden Yıldız bu politikaların oluşturulması ve uygulanmasında Sivil Toplum kuruluşlarının daha etkili rol alacaklarını umduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
Programa verilen arada katılımcılara Yusuf Kandiş tarafından Ney resistali verildi. Resistale SPD üyesi Molla Gürani Koç da Bendir ile katıldı. Katılımcıların yoğun ilgisini çeken bu ney resistali sonrasında panelin ikinci bölümünde Lübnan El Cumhuriye Gazetesi dış haberler editörü gazeteci Mey Alsayegh konuştu. Suriyedeki kuyularda yeraltısuyu seviyesinin son 10 yılda yüzlerce metre düştüğünü belirten Alsayegh bu durum kuraklığın bir sonucu olup kitlesel göçlerde çok etkili olmuştur dedi. Birçok mülteci kampını ziyaret ettiğini belirten Alsayegh buralardaki koşulların iyi olmadığı ve ülkelerin kendi imkanlarıyla bu kampları yeterince destekleyemediklerini söyledi. Lübnanun nüfusunun yarısı kadar (yaklaşık 2 milyon kişi) mülteci barındırdığını belirten Alsayegh bu durum sürdürülebilir değil dedi. Mültecilerin geri dönüp dönmeme konusunda ne düşündükleri sorusuna da Filistin kamplarındaki mülteciler mutlaka geri dönmeyi düşünüyor ancak Irak ve Suriyeli mültecilerin geri dönme niyetleri olsa da umutsuz oldukları görülüyor diye cevap verdi.
Mültecilerin kullandıkları göç yolları konusunda da bilgi veren Alsayegh kitlesel göçlerin sadece Orta Doğuda değil aynı zamanda Kuzey ve Orta Afrikadan da yaşandığına dikkat çekti.
Alsayegh den sonra BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin önceki Türkiye Temsilcisi ve halen İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatırın sunumu başladı. Çorabatır sunumunda Mültecilerin uluslararası hukuki durumundan söz ederek bu durumun daha açık olarak tanımlanması gerekiyor dedi. İklim Göçmenleri ile ilgili çalışmalar yapıldığını da belirten Çorabatır iklim değişiminin önce istihdam sonra sosyal huzursuzluk daha sonra da karmaşa yaratarak dolaylı yollardan kitlesel göçleri oluşturduğunu söyledi. Göçmenlerin bulundukları ülkelerde önemli çevre sorunlarına da neden olduklarını belirten Çorabatır Göçmenlerin bulundukları ülkeye entegre olmaları için gerekli çalışmalar yapılmalı dedi.
Mültecilerin entegrasyonunun çözüm yolu olarak göründüğünü belirten Çorabatır aksi taktirde hem mülteciler hem de mültecilerin bulunduğu ülke için sorunlar çok artar dedi.
Daha sonra söz alan Belçika’nın Ankara Büyükelçisi Marc Trenteseau ile Lübnan Büyükelçisi Mansor Abdalla göçmenlerin sorunları konusunda görüş ve önerilerini açıkladılar .Göçmenlerin entegrasyonunun çok zor olacağını ve çok uzun zaman alacağını belirten Lübnan Büyükelçisi Mansor Abdalla Lübnan nüfusunun yarısına yakın bir mülteci nüfusa bakmak zorunda kaldı.Ancak bunu uzun süre sürdüremez. Ülkenin sosyal durumu etkileniyor.Bu nedenle entegrasyon çözüm olamaz dedi.Türkiye çok büyük bir özveri ve cömertlikle büyük bir göçmen kitlesini kabul etti. Kilis kampı 5 yıldızlı bir kamp . Belçika’nın Ankara Büyükelçisi Marc Trenteseau ise bu konuda açıklamalarda bulunmak istediğini belirterek konuyu duygusal yönünden uzak olarak ele alırsak daha kısa zamanda uygun çözümler yaratabiliriz dedi. AB’nin bu göç dalgasını kaldırabilecek durumda olmadığını söyleyen büyükelçi Trenteseau AB’nin her ülkesini ayrı ayrı değerlendirmek gerekir dedi. AB bünyesinde nüfus olarak çok az olan ülkeler var .Bu ülkelerin entegrasyon kapasiteleri sınırlı bu nedenle sorun yaşamaktan çekiniyorlar.
Etkinliğin sonunda Su Politikaları Derneği yöneticileri tarafından katılımcılara plaketleri verildi.
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın
Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın