ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Su Yönetiminde Yeni Düzen’e Doğru Adımlar...

Dursun YILDIZ HPA Başkanı / 15 Ocak 2016   20 Mayıs 2015 tarihli  29361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Orman ve Su İşleri Bakanlığının  HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ geçiş dönemi içinde olan  Su Yönetiminde yeni düzene doğru atılmış bir adım olmuştur. Ancak bunun yanısıra bu düzeni oluşturmanın  önünde daha çok yol olduğunu  da ortaya koymuştur. Yayınlanan bu tebliğ aslında Su Yönetimi yapımızın havza ölçeğinde işlerliği olan bir kurumsal yapıya kavuşturulabilmesi için ileri bir adımdır.Çünkü daha önce tanımlanan   havza ölçeğindeki kurumsal yapı oldukça hantal,atıl ve işlevsiz  bir yapı olacaktı. Bu yeni tebliğ ile havza ölçeğindeki su yönetimi kurumsal yapısı 2 sene önce hazırlanan  tebliğdeki  teorik  yaklaşımdan kurtarılarak   uygulamada işlerliği olan bir yapıya kavuşturulmaya çalışılmıştır. Tebliğ çıktıktan sonra birçok ilde İl Su Yönetimi “Koordinasyon” Kurulu  toplantıları gerçekliştirlmeye başlanmıştır. Havza Ölçeğinde Su Yönetiminin  Kurumsal Yapısı Nasıl olacak ? Daha önce yayınlanan ilgili yönetmelik,tebliğ ve Su Yasası Tasarısı Taslağı’nda tanımlanan Havza ölçeğindeki su yönetimi kurumsal yapısının büyük bir karmaşaya neden olacağı , birçok açıdan işlevsiz kalacağı açıkça görülmekteydi.Birçok ilin içinde yeraldığı birkaç havza olmasının yaratacağı karmaşadan tutun da sınırları halen il sınırlarına genişlememiş olan  birçok belediyenin bu düzenlemeyi yapmış 30 bütünşehir  belediyesine nazaran dezavantajlı olan durumuna kadar birçok sorun ortaya çıkacaktı. 11 Yeni tebliğ, bu uzun yolculukta yapılması gerekecek birçok düzenlemenin başlangıcı olması nedeniyle önem taşımaktadır.Çünki Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 18 Haziran 2013  tarihli ve 28681 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Havza Yönetim Heyetlerinin Teşekkülü, Görevleri,  Çalışma Usul Ve Esasları Hakkındaki bir önceki tebliğdeki   Havza Yönetim Heyeti’nin yapısı çok hantal ve işlevsiz idi. Sözkonusu tebliğde Havza Yönetim Kurulunda yer alan birçok kamu kuruluşunun ve sulama birlikerinin  temsilcileri   yeni tebliğde çıkartılmıştır. Bu kurumların temsilcilerine  yeni tebliğde  valiliklerce oluşturulacak olan “İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu” nda yer verilmiştir. Ancak burada Havza Yönetiminden İl koordinasyon Kuruluna  aktarılan kuruluşlar arasında “Sulama Birliklerinin” de bulunması uygun olmamıştır. Havza Yönetim Heyetlerinde Sulama Birliklerinin yanısıra Sulama Kooperatiflerinin  de asil üye olarak yer alması “katılımcı su yönetimi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Bu nedenle bu su kullanıcı örgütleri koordinasyon yapacak kurumlar arasında değil havza yönetiminin doğrudan içinde olması ve Su Kaynakları Yönetim zincirinde etkili bir şekilde yer alması gerekmektedir. Tüm eksikliklerine rağmen yeni tebliğ bu konuda duyulan bir düzenleme ihtiyacı açısından bu yolda önemli bir kilometre taşı olmuştur.Bu nedenle tamamen yeterli olmasa da sonuca doğru gitmek üzere  bir  arayışın işareti olarak olumlu bir adımdır. 111 İl Su Yönetimi “Koordinasyon” Kurulu  Boşluğu tamamladı Yeni tebliğde sözü edilen İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu aslında il ölçeğinde daha önceki tebliğde bulunmayan ancak gerekli olan yönetim ve  koordinasyon boşluğunu tamamlamıştır.Bir önceki havza yönetimi yapılanmasında çok geniş bir havza yönetim heyeti  ile sağlanmaya çalışılan yönetim erkinin özellikle birçok ili kapsayan büyük nehir havzalarında koordinasyon ve uygulamada zaafiyet yaşayacağı görülmekteydi. 112 Yeni su yönetimi kurumsal yapısı  konusunda  başlanılan noktadan bugün çok farklı bir noktaya gelinmesi ülkemiz koşullarına en uygun yapının arandığını göstermesi  açısından olumludur.Ancak bu geçiş döneminin  hızlı bir şekilde ve  en uygun kurumsal yapıyı ortaya çıkartarak sonuçlanabilmesi için bazı ön kararların alınması gerekmektedir. Aslında Türkiye'de Su Yönetimi yapısının havza  esasına göre mi yoksa  havza bölgesi esasına göre mi yeniden yapılanacağına karar verilememiştir. Bu karar biraz da ülkenin yeni idari yapılanmasıyla ilişkili olması nedeniyle gecikmektedir. Bu kapsamda öncelikle Nehir Havzası  veya Nehir Havzası Bölgesi oluşumunun sadece hidrolojik havza sınırına göre mi yoksa yeni yerel yönetim  sınırlarının nehir havzalarıyla birlikte ele alınarak  mı oluşturulacağına karar verilmesi gerekecektir. Bu karar sonrasında  havza bölgesi yönetiminin yeni idari yapılanmaya göre revize edilmesi gerekecektir. Yukarıdaki esaslarla belirlenecek havza bölgesi  sınırları içindeki   DSİ Bölge Müdürlüklerinin birleştirileceği  yeni bir havza bölgesi yönetim yapısı oluşturulmak durumunda kalınacaktır.      Havza  Planları Hazırlanıyor !    Aslında 2009 yılında müzakerelere açılan 27 No’lu Çevre Faslı’na uyum kapsamında ilgili kurumlar  tarafından önemli mesafenin kat edildiğini belirtmeliyiz. 25 Havzada Havza Koruma Eylem Planları’nı  SYGM  tarafından 2013 yılı itibariyle hazırlanmış olup , 4 pilot havzada (Meriç-Ergene, Susurluk, Büyük Menderes ve Konya Kapalı) Havza Yönetim Planları oluşturulmuş  ve diğer 21 havzamıza yönelik Planların ise 2020 yılına kadar tamamlanacağını açıklanmıştır. Ayrıca SYGM tarafından havzalarımıza yönelik Taşkın Yönetim Planları kapsamında  Yeşilırmak ve Antalya Havzalarına yönelik Taşkın Yönetimi Planları ile  Akarçay Havzası Kuraklık Yönetim Planı hazırlanmıştır.Konya Kapalı Havzasında  Kuraklık Yönetim Planı  çalışmaları sürmektedir. Yeni yayınlanan tebliği kapsamındaki; Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu, Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyetleri ve İl Su Yönetimi Merkez Kurulu’nun yapısını ve vazifeleri yapılan toplantılarla ilgililere aktarılmaktadır. Kentsel ve endüstriyel atıksu yönetimi, katı atık yönetimi, taşkın yönetimi, kuraklık yönetimi , içme suyu temini ve kullanımı ,Sulama suyu ,Enerji suyu, Kaynak suyu, Endüstri suyu ve kullanımlarının   havza bazında yapılan faaliyetlerde  dikkate alınması gerekiyor. Bu arada Havza Su Tahsisinin  ve sürdürülebilir  havza yönetiminin  ölçümle başlayacağını her ortamda belirtmek gerekiyor. Yeni su yönetiminin en önemli ihtiyacı tahsisler için yeni yapılacak  ve kullanılacak  olan sağlıklı ve yeterli debi ,kirlilik vb. ölçümleridir. Buradan başlayan hatalı gidiş ilerde çok önemli sorunlara neden olacaktır . Sonuç Yerine .. Ülkemizde su yönetiminin yeniden yapılanması ile   yeni idari yapılanmaya geçiş dönemi  hazırlıkları tam örtüşmese de aynı döneme denk gelmiştir . Bu iki yönetim yapısı birbiriyle doğrudan bağlantılı olup su yönetimi yapılanmasının idari yapılanmayı dikkate almadan oluşması beklenemez.İdari yapımızın  da bir arayış ve  geçiş dönemi içinde olması özellikle havza ölçeğinde ve yerel ölçekteki su yönetimi kurumsal yapısının belirlenip hızla uygulanmasını geciktirmektedir. Yeni idari yapılanmanın uzun sürmesi durumunda bundan en çok  su yönetimindeki yeni yapılanma süreci olumsuz bir şekilde etkilenecektir. Çünkü ülkemiz,  iklim değişiminin  su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinden sınıraşan su kaynaklarımız üzerinde oluşabilecek yeni baskılara  kadar birçok gelişmeye hızla adapte olmak durumundadır.Bu gelişmeler  son dönemde yasal ve kurumsal olarak  düzenlemeye çalıştığımız Su Yönetimi Yapısını çok sağlıklı bir şekilde oluşturmamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu arayış ve geçiş döneminde gerek su yönetimi idari yapımız gerekse su yönetiminde uygulanacak modeller açısından benzer durumdaki ülkelerin deneyimleri dikkatle incelenmelidir.Örneğin ülkemizde Havza Bazında Entegre su Yönetimi yerine “ Havza Bazında Uyarlanabilir Entegre Su Yönetimi“ne doğrudan  geçilerek zaman kaybedilmemelidir.Ülkemizin uyarlanabilir su yönetimini uygulayacak, bu alandaki gelişmeleri ülkemizin özgün koşullarına adapte edebilecek   yeterli uzman kadrosu ve deneyimi hala yok olmamıştır.Bü süreçteki en önemli hususlardan biri de yerelde su yönetiminin en temel ve katılımcı  unsuru olan sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin kurumsal yapılarının güçlendirilmesi olmalıdır. Özetle; Ülkemizdeki  su kaynakları yönetiminin mevcut kurumsal altyapısı  ve insan kaynakları bu geçiş dönemini en uygun şekilde  tamamlanması için yeterlidir.Bu dönemde gerekli altyapının hazırlanmasını ve düzenlemelerde  öncelikler sırasını iyi tesbit edip  birbirini tamamlayan adımlar atarak  ilerlemek zorundayız. Hükümet programında  önümüzdeki Haziran ayına kadar TBMM’de görüşülüp yasalaşması  beklenen “Su Yasası Tasarısı ” da dahil olmak üzere yeni su yönetimi ile ilgili birçok yönetmelik ve tebliğdeki eksikliklerin tamamlanması gerekecektir.Örneğin su yönetimimizin şimdiye kadar ortaya konulan yeniden yapılanma modelinde  alınan kararların havza yada il bazında uygulama ve denetim biriminin tam olarak şekillenmemiş olduğu görülmektedir.      
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış