ÜLKEDE SU BARIŞI DÜNYADA SU BARIŞI 

Genel

Kyoto Rüzgar Gibi Geçti, Paris'te Son Tango Başladı !

1 12 205 Dursun Yıldız   SPD Başkanı Kyoto Anlaşması 1992'de Rio De Janeiro'da yapılan Dünya Zirvesi'nda kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS) ek olarak kabul edilmiştir Anlaşma Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinde görüşülmüş, 16 Mart 1998'de imzaya açılmış ve 15 Mart 1999'da son halini almıştır. Rusya'nın 18 Kasım 2004'te katılmasıyla 90 gün sonra 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aralık 2006 tarihinde toplam 169 ülke ve devlete bağlı örgütler anlaşmaya imza atmışlardır (Ek 1 ülkelerinin salımlarının %61.6'sından fazlasına karşılık gelmektedir). 345 Hangi ülkeler nazlı davrandı İmza atmayan önemli ülkeler arasında ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler haricinde, gelişmekte olan Türkiye (Şubat 2009 itibari ve meclis kararı ile Türkiye 2013 yılına kadar Ek 2 ülkeleri içinde yer almak ve karbon salım azaltımına bu tarihe kadar gitmemek kaydı ile Kyoto Protokolünü imzalamıştır) gibi ülkeler de yer almaktadır.Çin ve Hindistan gibi bazı ülkeler ise anlaşmaya imza atsalar bile karbon salınımlarını azaltmak zorunda değildir. Anlaşmanın 25. maddesine göre anlaşma “Ek 1'de yer alan en az 55 ülkenin imzalaması ve bunun Ek 1 ülke salınımlarının en az %55'ine karşılık gelmesi durumunda, buna uyulduğu tarihten sonraki doksanıncı gün yürürlüğe girer.” deniyor. 55 ülke şartı 23 Mayıs 2002'de İzlanda'nın anlaşmayı kabul etmesi ile, %55 şartı da Rusya'nın 18 Kasım 2004'te anlaşmayı imzalaması ile sağlanmış, anlaşma 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Amaç Neydi ? Birleşmiş Milletler Çevre Programı basın bildirisine göre: “Kyoto Protokolü gelişmiş ülkelerin sera gazı salınımlarını 1990 yılına göre %5.2 azaltmalarını öngören bir anlaşmaydı(protokolün uygulanmaması durumunda 2010 yılı salım tahminleri dikkate alınırsa bu, %29'luk bir azalmaya karşılık gelmektedir). Amaç altı sera gazının – karbon dioksitmetannitröz oksitkükürt heksaflorürHFC'ler ve PFC'ler – 2008-2012 arası beş yıllık ortalama salınım değerlerini azaltmaktı. Kyoto Protokolü İkinci Yükümlülük Dönemi; 8 Yıl Doha İklim Müzakereleri'nden çıkan kararlar arasında en önemlisi uluslararası iklim değişikliği rejimini düzenleyen mevcut tek resmi mekanizma olan Kyoto Protokolü'nün devamı konusunda alınan karar oldu. Kyoto Protokolü'nün 2012 yılında tamamlanan birinci yükümlülük döneminin ardından ikinci yükümlülük döneminin süresi de belli oldu. Uzun uğraşlar sonucunda alınan karar sonucunda Kyoto Protokolü'nün ikinci yükümlülük dönemi, 1 Ocak 2013 tarihinden 31 Aralık 2020 yılına kadar devam edecek. Hangi Ülkeler İkinci Yükümlülük Döneminde Yer Aldı. Japonya, Kanada, Rusya ve Yeni Zelanda ikinci yükümlülük döneminde yer almayacağını belirtirken, Avrupa Birliği'ne üye 27 ülke, gelişmiş ülkelerden Avustralya, İsviçre, 2020 yılına yönelik salım azaltım hedeflerini ortaya koydular. Türkiye ise, birinci yükümlülük dönemine benzer şeklide,  bir salım azaltım yükümlülüğü belirtmedi. Kyoto Protokolü ikinci yükümlülük döneminde yer alacağını belirten ülkeler ise küresel sera gazı salımlarının sadece %15'inden sorumlular. Teknoloji Transferi ve İklim Finansmanı Müzakereler sonucunda, düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaştırılması amacıyla ülkelere uygulama konusunda teknik kapasitenin geliştirilmesine yönelik sürekli destek sağlaması hedeflenen İklim Teknoloji Merkezi'nin Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın liderliğinde yürütülmesi kararı alındı. İklim finansmanı konusunda ise gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere azaltım ve uyum çalışmalarına yönelik 2020 yılı itibariyle 100 milyar dolar desteğini yineledi. Ayrıca, gelişmiş ülkeler en az, 2010-2012 yılları arasında sağladığı fon kadar bir destekte bulunmaya davet edildi. Avrupa Komisyonu ve Almanya, Danimarka, Fransa, İngiltere ve İsveç 2015 yılına kadar toplam 6 milyar dolar destek sözü verdiler[1]. 234419 Kayıp ve Zararlar Envanteri Doha’daki iklim  müzakereleri çerçevesinde, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ada ülkeleri ve fakir ülkelerin en büyük başarısı "iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararlar" kavramının uluslararası müzakerelere eklenmesi oldu. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan zararları finansal olarak tazmin etmesi, teknoloji ve kapasite geliştirme desteğini ortaya koyması bekleniyor. Bu konuda bir kayıp ve zarar envanteri çıkartılması için çalışma da yapılacak. Doha müzakerelerinde düşük karbonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi için Ek 2 ülkelerinin, Türkiye'nin de arasında bulunduğu özel şartları tanınan ülkelere teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini vermesi yönünde karar alındı. Ancak bu kararın belirtildiği madde çok açık yazılmadı.  Hukuk dili açısından, bu desteği, biraz daha esnek bir şekilde ülkelerin kendi kararına bıraktı. AP602958525090   Paris’te Son Tango Dünya, 30 Kasım – 11 Aralık 2015 tarihleri arasında Paris’te gerçekleşecek iklimzirvesi (COP21 Zirvesi) başladı.  190’dan fazla devlet, küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması ve böylece iklim değişikliği tehdidini önleme amacıyla olası bir yeni küresel anlaşmayı görüşmek üzere Paris’te bir araya geldi Paris’te kabul edilecek yeni anlaşmanın 2020 yılından itibaren yürürlüğe girmesi konusunda bir kararlılık var.Yeni anlaşma ile küresel ortalama  sıcaklığın maksimum 2 derece ile sınırlandıracak şekilde ülkelerin salım azaltım sorumluluğu alması hedefleniyor. Sera gazı emisyonları ile ilgili güncel taahhütler süreci  “Rüzgar Gibi  Geçti “ve 2020 yılında sona eriyor.  Bu yüzden, hükümetler Paris’te Son Tango için yaptıkları hazırlıkları 1 Ekim 2015 tarihine kadar BM Genel Sekreteryasına bildirdiler . AB ülkeleri, 2030 yılına kadar emisyonlarını, 1990 seviyelerine göre %40 oranında azaltacaklar. ABD ise 2025’e kadar, emisyonlarını 2005 seviyelerine göre %26-28 oranında azaltacak. Çin, 2030’da emisyonlarının zirve yapacağını kabul edecek.Hindistan dahil diğer önemli ülkelerin, kendi hedeflerini ortaya koymuş olmaları lazım. Eğer ülkeler iklim, ekonomik kalkınma, sosyal ve çevresel konularda üzerinde adil hedeflerde anlaşabilir ve bunu işbirliği ruhu içinde yapabilirlerse,  bu gelecekteki gelişim için iyi bir işaret olacaktır. Ancak, Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande’nin bu yılın  Mayıs ayı sonunda delegelere söylediği gibi, bu ancak “mucize” olmasını ummaktır. Bu nedenle Paris’te Son Tango yapılırken bir mucize oluşmazsa bir başka tango  yapacak yada vals yapacak zamanımız olmayacak gibi görünüyor. [1] http://wclimate.com/ ve  http://www.iklimplatformu.org/haberler/216-doha-iklim-muzakereleri-sona-erdi#sthash.lFG6OhRp.dpuf  
Yorumlarınızı Bizimle Paylaşın

Sadece üyelerimiz yorum yapabilir, hemen ücretsiz üye olmak için Tıklayın

(E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır)
Yorumu Gönder
Henüz Yorum Yapılmamış